TEREKENİN DEFTERİNİN TUTULMASI
Terekenin defterinin tutulması, mirasbırakanın malvarlığının ayrıntılı bir şekilde tespit edilerek kayıt altına alınması işlemidir. Bu süreç, mirasbırakanın borçlarının ve alacaklarının belirlenmesi, mirasın doğru ve adil bir şekilde paylaştırılması için önemlidir. Türk Medeni Kanunu, terekenin defterinin tutulmasına ilişkin düzenlemeleri içermektedir.
Hukuki Dayanak
Terekenin defterinin tutulması, Türk Medeni Kanunu’nun 619. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler, defter tutma işleminin nasıl yapılacağına ve hangi durumlarda talep edilebileceğine dair hükümler içermektedir.
Resmi defter Tutmanın faydaları
- Resmî defter tutulması ile mirasçılar, mirasbırakanın malvarlığının aktif ve pasiflerini öğrenebilir ve ortaya çıkan duruma göre mirası kayıtsız şartsız kabul veya reddetme, tutulan deftere göre kabul etme ve resmî tasfiye talep etme gibi seçeneklerden birini seçebilir.
- Resmi defter tutulması üzerine yapılan tercih, içeriği bilinen bir malvarlığına yönelik olduğundan, riskleri bilme ve buna uygun hareket etme imkânı verir. Dolayısıyla terekenin resmî defterinin tutulması, diğer seçimlik hakların güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlar.
- Resmi defter tutmanın diğer bir gerekliliği olarak da alacaklarını süresi içinde yazdırmayan alacaklılara karşı mirasçı, kendi kişisel mallarıyla sorumlu olmadığı gibi; terekeden kendisine geçen mallarla da sorumlu tutulamamasıdır.
- Mirasçıların mirası reddedip reddetmeyeceklerine karar vermeleri açısından onlara ek bir süre tanımaktadır.
- Resmî defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için icra takibi yapılamaz. Resmî defter tutulması devam ettiği sürece zamanaşımı işlemez.
- Acele hâller dışında, davalara devam edilemiyeceği gibi, yeni dava da açılamaz.
Terekenin Defterinin Tutulması Süreci
1. Defter Tutma Talebi
Terekenin defterinin tutulması, mirasçılar, alacaklılar veya tereke ile ilgili diğer ilgililer tarafından talep edilebilir. Talep, mirasbırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine yapılır. Talep, genellikle terekenin borca batık olduğundan şüphelenildiğinde veya mirasın adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlamak amacıyla yapılır.
Mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmî defterinin tutulmasını isteyebilir.
Defter tutma, mirasın reddine ilişkin usule uyulmak suretiyle, bir ay içinde sulh hâkiminden istenir.
Mirasçılardan birinin defter tutma istemi, diğerleri hakkında da etkili olur.
2. Mahkemenin Kararı
Defter tutma talebi üzerine mahkeme, terekenin defterinin tutulmasına karar verir. Mahkeme, bu kararını verirken talebin haklılığını ve gerekliliğini değerlendirir.
3. Defter Tutma İşleminin Başlatılması
Mahkeme tarafından atanacak bir yeminli tasfiye memuru veya kayyım, terekenin defterinin tutulması işlemini başlatır. Bu süreçte aşağıdaki adımlar izlenir:
- Terekenin Envanterinin Hazırlanması: Mirasbırakanın tüm malvarlığı, borçları, hakları ve alacakları ayrıntılı bir şekilde tespit edilerek envanter listesine kaydedilir.
- Defter Tutma: Tereke envanteri, deftere ayrıntılı olarak işlenir. Bu defter, terekeye dahil olan tüm malvarlığı ve borçların kaydını içerir.
- Resmî kayıtlardan veya mirasbırakanın belgelerinden varlığı anlaşılan alacaklar ve borçlar, deftere doğrudan doğruya geçirilir.
- Deftere geçirilenler, alacaklılara ve borçlulara bildirilir.
- Değer Tespiti: Tereke mallarının piyasa değeri tespit edilerek kaydedilir.
- Alacak ve borçların bildirilmesi için ilanda belirtilen sürenin dolmasıyla resmi defterin tutulması sona erer. Resmi defter tutma işlemi sona erince, defterin her sayfası mühürlenerek hakim ve bu işle görevlendirilen katip tarafından imzalanır.( Türk Medeni Kanunu’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük)
- Resmi defter bir aydan az olmamak üzere hakim tarafından belirlenen süre içinde ilgililerin incelemeleri için açık bulundurulur
4. Mirasçılar ve Alacaklıların Bilgilendirilmesi
Defter tutma işlemi sırasında, mirasçılar ve alacaklılar bilgilendirilir. Bu bilgilendirme, terekenin envanteri hakkında bilgi sahibi olmalarını ve gerekli itirazları yapmalarını sağlar.
Mirasbırakanın malî durumu hakkında bilgi sahibi olan herkes, sulh mahkemesi tarafından istenilen bilgiyi vermekle yükümlüdür. Haklı bir sebep olmaksızın bilgi vermeyenler veya yanlış ya da eksik bilgi verenler, bundan doğacak zararları mirasçılara, vasiyet alacaklılarına veya üçüncü kişilere tazminle yükümlüdürler.
Mirasçılar, özellikle mirasbırakanın kendilerince bilinen borçlarını sulh mahkemesine bildirmek zorundadırlar.
5. İlân yoluyla çağrı
Sulh mahkemesi, mirasbırakanın alacaklıları ile borçlularını belli bir süre içinde alacaklarını ve borçlarını bildirmeleri için bir ay arayla iki defa yapılacak ilân yoluyla çağırır.
Çağrı, kefalet sebebiyle alacaklı ve borçlu olanları da kapsar.
İlânda bildirimde bulunmamanın sonuçları hakkında alacaklıların dikkatleri çekilir.
Bildirim süresi, ikinci ilândan başlayarak en az bir aydır.
6.Defterin Tamamlanması ve Onaylanması
Defter tutma işlemi tamamlandığında, hazırlanan defter mahkemeye sunulur. Mahkeme, defteri inceler ve onaylar. Onaylanmış defter, terekenin resmi kaydı olarak kabul edilir ve miras paylaşımı bu defter esas alınarak yapılır.
İlânda belirtilen sürenin dolmasıyla defterin tutulması sona erer ve defter, bu tarihten başlayarak tanınacak en az bir aylık süre içinde ilgililerce incelenebilir.
Defter tutma giderleri terekeden ödenir. Giderler terekeden karşılanamazsa defter tutulmasını istemiş olan mirasçılardan alınır.
7. Defter tutma sırasında mirasçıların durumu
- Defter tutma süresince ancak zorunlu yönetim işleri yapılabilir.
- Mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi sulh mahkemesince kendisine bırakılan mirasçıdan diğer mirasçılar güvence göstermesini isteyebilirler.
- Defteri inceleme süresi bittikten sonra her mirasçı, mahkemece bir ay içinde beyanda bulunmaya çağrılır.
- Koşullar gerektirdiği takdirde sulh mahkemesi, tereke mallarına yeni değer biçilmesi, uyuşmazlıkların çözümü ve benzeri durumlar için ek süre verebilir.
- Mirasçılardan her biri, tanınan süre içinde mirası reddettiğini veya resmî tasfiye istediğini ya da deftere göre veya kayıtsız şartsız kabul ettiğini beyan edebilir.
- Süresi içinde herhangi bir beyanda bulunmayan mirasçı, mirası tutulan deftere göre kabul etmiş sayılır.
8. Resmî deftere göre kabulün sonuçları
- Resmî deftere göre kabul edilen miras, mirasçıya sadece deftere yazılmış borçlarla geçer.
- Bu suretle mirasın geçmesi, mirasın açıldığı tarihten başlayarak hüküm ifade eder.
- Mirasçı, mirasbırakanın deftere yazılmış olan borçlarından hem tereke malları, hem kendi malvarlığı ile sorumludur.
- Alacaklarını süresi içinde yazdırmayan alacaklılara karşı mirasçı, kendi kişisel mallarıyla sorumlu olmadığı gibi; terekeden kendisine geçen mallarla da sorumlu tutulamaz.
- Ancak, alacaklının kusuru olmadan deftere yazdıramadığı veya bildirdiği hâlde deftere yazılmamış alacakları için mirasçı, zenginleşmesi ölçüsünde sorumlu kalır.
- Alacakları, tereke mallarıyla güvence altına alınmış olan alacaklılar deftere geçirilmemiş olsa bile bu haklarını güvenceden alabilirler.
- Mirasbırakanın kefaletten doğan borçları defterde ayrı bir yere yazılır ve mirasçılar, mirası kayıtsız ve şartsız kabul etmiş olsalar bile, bu borçlardan terekenin iflâs hükümlerine göre tasfiyesi hâlinde kefalet sebebiyle alacaklı olanlara ne düşecek idiyse ancak o miktarla sorumlu olurlar.
9. Mirasın Devlete geçmesi hâli
Mirasın Devlete geçmesi hâlinde sulh mahkemesi, re’sen yukarıdaki usuller uyarınca terekenin resmî defterini düzenler.
Devlet, deftere yazılan borçlardan sadece miras yoluyla edindiği değerler ölçüsünde sorumludur.
Defter Tutmanın Önemi
Defter tutma işlemi, mirasbırakanın malvarlığının ve borçlarının tespit edilmesi, mirasçıların ve alacaklıların haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Bu süreç, aşağıdaki durumlar için kritiktir:
- Resmî defter tutulması, mirasın içeriğinin mirasçıların kendi çabalarıyla öğrenilmesine nazaran daha avantajlıdır: Mirası bu deftere göre kabul eden mirasçılar yalnızca defterde yer alan borçlardan sorumlu olur.
- Resmî defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için icra takibi yapılamaz. Resmî defter tutulması devam ettiği sürece zamanaşımı işlemez.
- Acele hâller dışında, davalara devam edilemiyeceği gibi, yeni dava da açılamaz.
- Mirasın Adil Paylaştırılması: Defter tutma, mirasın doğru ve adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlar.
- Borçların Ödenmesi: Tereke borçlarının tespit edilmesi ve ödenmesi için gerekli bilgileri sağlar.
- Mirasçılar Arasında Anlaşmazlıkların Çözülmesi: Mirasçılar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynar.
Örnek Durumlar
Örnek 1: Borca Batık Tereke
Mirasbırakanın önemli miktarda borcu olduğu biliniyor ancak mirasın tam olarak nasıl paylaştırılacağı ve borçların nasıl ödeneceği konusunda belirsizlik var. Bu durumda, mirasçılar terekenin defterinin tutulmasını talep edebilirler.
Örnek 2: Mirasçılar Arasında Güvensizlik
Mirasçılar arasında malvarlığının tespiti ve paylaşımı konusunda güvensizlik varsa, defter tutma işlemi mirasın adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlar ve taraflar arasındaki anlaşmazlıkları minimize eder.
Sonuç
Terekenin defterinin tutulması, mirasbırakanın malvarlığının ve borçlarının ayrıntılı olarak tespit edilip kayıt altına alınmasını sağlayan önemli bir hukuki süreçtir. Bu süreç, mirasın adil bir şekilde paylaştırılmasını, borçların ödenmesini ve mirasçılar arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesini sağlar. Tereke defterinin tutulması, mirasçılar, alacaklılar ve diğer ilgililer tarafından talep edilebilir ve sulh hukuk mahkemesi denetiminde yürütülür. Bu sürecin doğru ve adil bir şekilde yürütülmesi için uzman İzmir Miras Hukuku Avukatı’nın rehberliği büyük önem taşır.