Şirket Avukatı Nasıl Seçilir
Şirket kurmak ve işletmek, bir yandan ticari beceri ve vizyon gerektirirken diğer yandan da hukuki açıdan pek çok sorumluluk getirir. Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler, büyüklüğü ne olursa olsun, hukuka uygun hareket etmek ve haklarını korumak için İzmir şirket avukatı desteğine ihtiyaç duyarlar. Özellikle İzmir gibi ticaretin canlı olduğu şehirlerde, İzmir şirket avukatı desteğiyle şirketler hukuki risklerini minimize edebilir ve güvenle işlerini yürütebilir. Bu rehberde, şirket avukatının ne olduğundan hangi alanlarda hizmet verdiğine, farklı sektörlerdeki şirketlerin karşılaştığı hukuki sorunlardan bir şirket avukatı seçerken dikkat edilmesi gerekenlere kadar kapsamlı bilgiler bulacaksınız.
İzmir şirket avukatı, şirket yöneticileriyle yaptığı toplantılarda şirketin sözleşmelerinden dava süreçlerine kadar her konuda hukuki değerlendirme yapar. Profesyonel bir şirket avukatı, ticaret hukuku alanındaki uzmanlığıyla şirketlerin haklarını korumayı ve hukuki sorunları önlemeyi hedefler.
Şirket Avukatı Nedir, Hangi Hizmetleri Sunar?
İzmir şirket avukatı, bir şirketin kuruluşundan itibaren karşılaşabileceği tüm hukuki süreçlerde danışmanlık ve temsil hizmeti sunan, ticaret hukuku alanında uzman avukattır. Diğer bir ifade ile, şirketin hukuk müşaviri olarak da anılan İzmir şirket avukatı, şirketin günlük faaliyetlerinden stratejik kararlarına kadar hukuki boyutu olan her konuda yol gösterir. Şirket avukatları anonim, limited ve diğer şirket türlerine (örneğin komandit şirketler, kooperatifler) yönelik hizmet verir; şirketlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerine ve hukuki sorunlarını çözmelerine yardımcı olur.
İzmir Şirket Avukatının sunduğu başlıca hizmetler şunlardır:
- Şirket kuruluş işlemleri: Şirketin kurulumu aşamasında gerekli ana sözleşmenin hazırlanması, ticaret sicili işlemlerinin yürütülmesi ve resmi mercilere başvuruların yapılması. Uzman bir şirket avukatı, şirket türüne uygun kuruluş prosedürlerini eksiksiz yerine getirmenizde destek olur.
- Sözleşme hazırlama ve inceleme: Şirketin yaptığı tüm sözleşmeler ve anlaşmaların hukuka uygun olması son derece önemlidir. Şirket avukatı, şirket tarafından hazırlanan sözleşmeleri yazar veya gözden geçirir; karşı tarafın hazırladığı sözleşmeleri inceler ve riskli maddeler konusunda uyarılarda bulunur. Böylece sözleşmelerin ileride doğurabileceği uyuşmazlıkların önüne geçilir.
- Ticari uyuşmazlıkların çözümü: Şirketler arası anlaşmazlıklar, ortaklarla veya üçüncü taraflarla çıkan ihtilaflar şirket avukatının çözmeye çalıştığı konulardır. Arabuluculuk, müzakere ve gerektiğinde dava yoluyla şirketin menfaatlerini savunur.
- İş hukuku danışmanlığı: Şirket ile çalışanları arasındaki ilişkilerde iş hukuku kaynaklı sorunların çözümünde şirket avukatı devreye girer. İşe alım sözleşmeleri, işten çıkarma süreçleri, kıdem ve ihbar tazminatı konuları, işçi hakları gibi alanlarda danışmanlık verir ve işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olur.
- İcra ve alacak takibi: Şirketin alacaklarını tahsil etmesi gerektiğinde veya şirkete karşı icra takibi başlatıldığında, şirket avukatı icra takip süreçlerini yürütür. Borçlu müşterilere ihtarname gönderilmesinden, icra dairelerinde takip açılmasına; haciz işlemlerinin uygulanmasından ödeme anlaşmalarının yapılmasına kadar tüm aşamaları yönetir.
- Vergi hukuku desteği: Şirketlerin vergiyle ilgili uyuşmazlıklarında hukuki destek sağlamak da şirket avukatının görevidir. Vergi denetimleri, vergi cezaları veya uyuşmazlıkları söz konusu olduğunda şirket avukatı itiraz, uzlaşma veya vergi davası süreçlerini takip ederek şirketi temsil eder.
- Fikri mülkiyet haklarının korunması: Marka, patent, telif hakları gibi fikri mülkiyet değerleri bulunan şirketler için bu hakların tescili ve korunması hayati önemdedir. Şirket avukatı, şirketin geliştirdiği ürün ve hizmetlere ilişkin fikri mülkiyet haklarını tescil ettirir, ihlal durumlarında hukuki yollara başvurarak şirketin haklarını savunur. Özellikle teknoloji şirketleri için fikri mülkiyet koruması şirket avukatının kritik hizmet alanlarından biridir (aşağıda bu konuya değineceğiz).
- Genel danışmanlık ve temsil: Şirketin günlük operasyonlarında ortaya çıkan küçük-büyük tüm hukuki sorular için danışmanlık vermek, resmi kurumlarla yazışmaları yapmak, gerektiğinde noter işlemlerini yürütmek de avukatın görev tanımına girer. Ayrıca şirket adına dava açar ve şirkete karşı açılan davalarda savunma yapar.
Yukarıda sayılanlar, bir şirket avukatının görev alanının genişliğini göstermektedir. Kısaca özetlemek gerekirse, şirket avukatları şirketin kuruluşundan tasfiyesine kadar her aşamada hukuki prosedürleri takip eder, hak ve yükümlülükler konusunda yol gösterirler. Böylece şirket yönetimi, hukuki meseleleri güvenilir bir uzmana emanet ederek kendi işine odaklanabilir.
Şirket Avukatına İhtiyaç Duyulacak Durumlar
Her ölçekten işletme, kimi zaman “şirket avukatı arıyorum” diyerek profesyonel hukuki desteğe ihtiyaç duyabilir. Peki, hangi durumlar bir şirket avukatının uzmanlığına başvurmayı gerektirir? Aşağıda şirketlerin sıklıkla şirket avukatına ihtiyaç duyduğu başlıca durumları listeledik:
- Şirket kuruluşu ve şirket türü seçimi: Yeni bir iş kurarken, anonim veya limited gibi uygun şirket türünün belirlenmesi ve kuruluş işlemlerinin yapılması aşamasında hukuki danışmanlık almak kritik öneme sahiptir. Ticaret hukuku avukatı olarak da bilinen şirket avukatı, şirket ana sözleşmesinin hazırlanması, ortaklık yapısının düzenlenmesi ve ticaret siciline kayıt gibi konularda yol gösterir.
- Önemli sözleşmeler imzalarken: Büyük bir tedarik sözleşmesi, distribütörlük anlaşması, ortaklık protokolü veya lisans sözleşmesi imzalamadan önce hukuki kontrol yapılması gerekir. Şirket avukatı, sözleşmelerin şirket aleyhine hükümler içermediğinden emin olmak için devreye girer.
- Ortaklık yapısında değişiklikler: Yeni bir ortak alınması, mevcut bir ortağın pay devretmesi veya şirketten ayrılması durumlarında; hisse devir sözleşmelerinin hazırlanması ve şirket kayıtlarının güncellenmesi süreçlerinde bir avukatın rehberliği gerekir.
- İşçi uyuşmazlıkları ve insan kaynakları süreçleri: Çalışanların işten çıkarılması, disiplin işlemleri, iş kazaları veya işe iade davaları gibi iş hukuku konularında, şirket avukatının desteği hem kanunlara uygun adım atmayı hem de olası tazminat risklerini azaltmayı sağlar.
- Alacak tahsili veya iflas durumları: Müşterilerden alacakların tahsil edilememesi halinde icra takibi başlatılması ya da şirketin finansal zorluklar nedeniyle konkordato/iflas sürecine girmesi durumlarında şirket avukatına başvurulur. Alacakların hızlı tahsili veya borç yapılandırma konularında hukuki strateji oluşturmak için uzman desteği şarttır.
- Vergi incelemeleri ve cezaları: Şirketiniz bir vergi incelemesine tabi tutulduğunda veya vergi cezası ile karşılaştığında, süreç boyunca haklarınızı savunmak ve gerekiyorsa vergi mahkemesinde dava açmak için şirket avukatından yardım almalısınız.
- Fikri mülkiyet ihlalleri: Şirketin marka veya patent gibi değerleri başka kişilerce izinsiz kullanıldığında, ya da şirketiniz telif hakkı ihlali iddiasıyla karşılaştığında, avukatınız aracılığıyla hukuki süreci yönetmeniz gerekir.
- Sektöre özel düzenlemeler ve izinler: Özellikle inşaat, gıda, teknoloji, sağlık gibi regülasyonun yoğun olduğu sektörlerde faaliyet gösteren şirketler, mevzuata uyum sağlamak için avukat desteğine ihtiyaç duyar. Örneğin, inşaat şirketleri imar mevzuatına uygun hareket etmeli, teknoloji şirketleri kişisel verilerin korunması kanununa (KVKK) riayet etmelidir. Bu alanlardaki yasal gereklilikler için danışmanlık almak önemlidir.
- Şirket birleşme ve devralmaları: Başka bir şirketi devralma, şirket birleşmesi veya bir kısmının satışı gibi durumlar ciddi hukuki inceleme (due diligence) ve sözleşme süreçleri içerir. Bu kritik işlemlerde mutlaka bir şirket avukatının yönlendirmesiyle hareket edilmelidir.
- Şirket feshi veya tasfiye işlemleri: Faaliyete son verme kararı alındığında, şirketin tasfiye sürecinde yasal prosedürlerin doğru yürütülmesi gerekir. Borçların tasfiyesi, çalışanların haklarının ödenmesi ve ticaret sicilinden terkin gibi işlemler avukat desteği ile sorunsuz tamamlanabilir.
Yukarıdaki durumlar, şirketlerin neden bir şirket avukatı ile sürekli çalışmasının önemli olduğunu göstermektedir. Hukuki sorunların ortaya çıkmasını önlemek için proaktif danışmanlık almak, sorun çıktığında ise doğru adımları hızlıca atmak şirketin çıkarınadır. Unutulmamalıdır ki, şirketler için hukuki konular beklemeye gelmez; doğru zamanda alınan avukat desteği şirketinizi büyük kayıplardan koruyabilir.
Anonim ve Limited Şirketlerde Hukuki Danışmanlık
Türk Ticaret Kanunu’na göre ülkemizde en yaygın şirket türleri anonim şirket (A.Ş.) ve limited şirket (Ltd. Şti.) olup, her ikisinin de kurulumu ve işleyişi belirli yasal prosedürlere tabidir. Şirket avukatları, hem anonim hem de limited şirket danışmanlığı konusunda uzmanlaşarak bu şirketlerin hukuki ihtiyaçlarına yanıt verirler. Peki anonim ve limited şirketlerin hukuki danışmanlık ihtiyaçlarında ne gibi farklılıklar vardır?
Anonim Şirket Hukuki Danışmanlığı
Anonim şirketler genellikle daha büyük ölçekli ve paylara bölünmüş sermayeli şirketlerdir. Anonim şirketlerde yönetim kurulu, genel kurul gibi organlar bulunur ve bu organların karar alma süreçleri sıkı şekil şartlarına bağlıdır. Örneğin, anonim şirketlerde her yıl genel kurul toplantısının yapılarak finansal tabloların onaylanması, yönetim kurulunun ibra edilmesi gibi zorunluluklar vardır. Şirket avukatı, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının usulüne uygun gerçekleşmesi, tutanakların ve kararların kanuna uygun şekilde hazırlanması konularında anonim şirketlere danışmanlık verir. Ayrıca anonim şirketlerin esas sözleşme değişiklikleri, sermaye artırımı veya azaltımı, yeni pay çıkarımı, halka arz gibi önemli işlemlerinde hukuki süreçleri yönetir. Anonim şirket danışmanlığı, şirketin Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemeleri (halka açık ise) ve Türk Ticaret Kanunu yükümlülükleri dahilinde faaliyet göstermesini sağlamayı hedefler.
Limited Şirket Hukuki Danışmanlığı
Limited şirketler ise daha küçük veya orta ölçekli işletmeler için yaygın tercih edilen bir şirket türüdür. Limited şirketlerin ortak sayısı en fazla 50 olabilir ve anonim şirketlere göre daha basit bir yönetim yapıları vardır. Limited şirketlerde yönetim kurulu değil, şirket müdürleri bulunur; kararlar ortakların genel kurulu ve müdürler tarafından alınır. Limited şirketlerde de ana sözleşme (şirket sözleşmesi) hazırlanması, sermaye artırımı, yeni ortak alınması veya ortak çıkışı gibi işlemlerde hukuki danışmanlık gereklidir. Özellikle limited şirket sözleşmeleri (ana sözleşme ve ortaklar arası sözleşmeler), şirket avukatı tarafından hazırlanıp incelenmelidir ki ileride ortaklar arasında anlaşmazlık çıkmasın. Limited şirketlerin de ticaret siciline bildirim, vergi ve SGK kayıtları, ve benzeri idari yükümlülükleri bulunmaktadır; şirket avukatı bu süreçlerin takibini yaparak şirketin mevzuata uyumunu sağlar.
Anonim vs. Limited Şirket – Avukat Zorunluluğu
Önemli bir nokta, Türk hukukunda bazı anonim şirketler için avukat bulundurma zorunluluğudur. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu‘na göre, esas sermayesi 250.000 TL ve üzeri olan anonim şirketlerin sözleşmeli olarak bir avukat ile çalışması zorunludur. Bu yükümlülüğe uyulmaması halinde şirket hakkında her ay için brüt asgari ücretin iki katı idari para cezası uygulanabilir. Limited şirketler için böyle bir yasal zorunluluk bulunmamakla birlikte, hukuki sorun yaşamamak adına bir avukatla çalışmaları tavsiye edilir. Dolayısıyla büyük ölçekli anonim şirketlerde bir şirket avukatı ile anlaşmalı olarak çalışmak hem kanuni bir gereklilik hem de şirket menfaati icabıdır.
Özetle, ister anonim ister limited olsun, tüm şirketlerin kuruluş aşamasından itibaren devam eden süreçlerinde hukuki danışmanlık alması hayati önemdedir. Şirket avukatınız; şirket türünüzün gerektirdiği yasal prosedürleri takip ederek, resmi defterlerin tutulmasından karar alma süreçlerine, sözleşmelerin hazırlanmasından olası ihtilafların çözümüne kadar her alanda şirketinize kılavuzluk edecektir. Bu sayede şirket yöneticileri, mevzuata uyum konusunda emin olabilir ve ileride çıkabilecek hukuki riskleri en aza indirebilir.
İnşaat Şirketlerinin Hukuki Sorunları
İnşaat sektörü, kendine özgü büyük projeler ve yüksek riskler barındıran bir alandır. İnşaat şirketleri, proje aşamasından anahtar teslimine kadar birçok tarafla (işveren, taşeronlar, malzeme tedarikçileri, müşteriler ve devlet kurumları gibi) ilişki içindedir. Bu nedenle, inşaat şirketlerinin karşılaştığı hukuki sorunlar da çeşitlilik gösterir ve kapsamlı olabilir. İşte inşaat firmalarının sıkça karşılaştığı hukuki sorunlar ve bir inşaat firması avukatı desteğinin önemine dair bazı noktalar:
- Sözleşme uyuşmazlıkları: İnşaat projelerinde müteahhit ile iş sahibi arasında veya ana yüklenici ile alt yükleniciler arasında yapılan sözleşmeler kritik öneme sahiptir. Projenin gecikmesi, işin istenen kalitede yapılmaması veya ek işler gibi nedenlerle sözleşme şartlarının ihlal edilmesi yaygın bir sorundur. Örneğin, zamanında tamamlanmayan projeler nedeniyle iş sahibi gecikme tazminatı talep edebilir. Bir inşaat şirketi avukatı, sözleşmelerin hazırlanması aşamasında net teslim tarihleri, cezai şartlar ve iş kapsamının düzgün tanımlanması konularında rehberlik eder. Uyuşmazlık çıktığında ise sözleşme hükümlerine dayanarak müvekkilinin haklarını savunur.
- İmar ve ruhsat problemleri: İnşaat şirketlerinin bir projeye başlamadan önce inşaat ruhsatı, imar planı onayı gibi resmi izinleri alması gerekir. Uygulamada bürokratik engeller ve mevzuattaki belirsizlikler nedeniyle imar hukuku kaynaklı sorunlar ortaya çıkabilir. Örneğin, belediyenin imar planını farklı yorumlaması projeyi geciktirebilir veya durdurabilir. Bu gibi durumlarda, inşaat sektörüne hakim bir avukat, idareyle yaşanan ihtilaflarda hukuki girişimlerde (itiraz, dava gibi) bulunarak şirketin haklarını korur ve projeyi ilerletmeye çalışır.
- Yapı denetim ve idari yaptırımlar: Türkiye’de yapı denetim firmaları, inşaatın mevzuata uygun ilerlemesini sağlamak için görevlidir. Ancak uygulamada denetim firmaları ile inşaat şirketleri arasında sorumluluk paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar olabilir. Eksiklik tespitlerinde inşaatın durdurulması veya idari para cezaları gündeme gelebilir. Şirket avukatı, yapı denetim sisteminden kaynaklanan hukuki sorunlarda müteahhit firmayı temsil ederek itirazlar yapar, gerekiyorsa yargı yoluna gider.
- Ödemeler ve mali uyuşmazlıklar: İnşaat projelerinde sık rastlanan bir diğer sorun, hakediş ödemelerinin zamanında yapılmaması ya da eksik yapılmasıdır. İşveren, ekonomik zorluklar veya memnuniyetsizlik nedeniyle ödemeleri aksatabilir; bu durumda müteahhit şirket alacaklarının tahsili için hukuki yollara başvurmak zorunda kalır. İnşaat şirketi avukatı, sözleşmede öngörülen ödeme planına uyulmasını sağlamak için gerekirse icra takibi başlatır veya teminat mektuplarının paraya çevrilmesi gibi adımları atar.
- İş kazaları ve sorumluluk: İnşaat sahaları, iş kazalarının en sık yaşandığı çalışma alanlarındandır. Bir şantiyede meydana gelen iş kazası sonucunda hem işçi hem de devlet kurumları nezdinde hukuki süreçler başlayabilir. İş güvenliği önlemlerinin yeterince alınmaması durumunda şirket yöneticileri hakkında cezai sorumluluk doğabileceği gibi, yaralanan işçi veya ailesi maddi-manevi tazminat davası açabilir. Böyle durumlarda şirketin avukatı, ceza soruşturmasında savunmayı hazırlar, aynı zamanda iş hukuku ve tazminat hukuku çerçevesinde şirketi temsil eder. Ayrıca proaktif olarak, iş güvenliği yönetmeliklerine uyum konusunda danışmanlık yaparak bu tür risklerin önüne geçmeye çalışır.
- Gayrimenkul ve tapu sorunları: İnşaat şirketleri özellikle arsa payı karşılığı inşaat (kat karşılığı inşaat) projelerinde arsa sahipleriyle anlaşmazlık yaşayabilir. Örneğin, dairelerin paylaşımı, tapu devirleri veya projede değişiklik yapılması konularında çıkan anlaşmazlıklarda hukuki çözüm gerekebilir. İnşaat hukuku alanında deneyimli bir avukat, tapu iptali ve tescil davaları, sözleşmeden dönme veya tazminat talepleri gibi durumlarda müteahhit firmanın haklarını savunur.
Görüldüğü üzere, inşaat şirketlerinin hukuki sorunları hem sözleşmesel hem idari hem de iş hukuku boyutlarını içerebilmektedir. Bu yüzden bir inşaat sektörü avukatı ile çalışmak, projenin başından sonuna kadar hukuki açıdan güvence altında olmayı sağlar. İyi bir inşaat avukatı, projelerin aksamadan ilerleyebilmesi için hukuki riskleri öngörür, sözleşmeleri sağlam temellere oturtur ve ortaya çıkan sorunlarda en etkin çözümleri üretir.
Teknoloji Şirketlerinde Sözleşme ve Fikri Mülkiyet Koruması
Teknoloji alanında faaliyet gösteren start-up’lar ve bilişim şirketleri, iş modellerinin büyük ölçüde yazılım, veri ve yenilikçi fikirlere dayanması nedeniyle farklı hukuki ihtiyaçlara sahiptir. Bir teknoloji şirketi avukatı, teknoloji sektörünün dinamiklerini ve mevzuatını bilen, sözleşmeler ve fikri mülkiyet konusunda uzmanlaşmış bir şirket avukatıdır. Teknoloji şirketlerinde karşılaşılan başlıca hukuki konular ve şirket avukatının bu alandaki rolü şöyledir:
- Yazılım ve lisans sözleşmeleri: Teknoloji şirketleri, yazılım ürünleri geliştirir veya hizmet olarak sunarlar (SaaS gibi). Bu ürün ve hizmetlerin müşterilere sunumu, kullanım şartları ve lisans sözleşmeleriyle düzenlenir. Bir teknoloji şirketinin avukatı; yazılım lisans sözleşmeleri, kullanıcı sözleşmeleri, hizmet seviye anlaşmaları (SLA) ve gizlilik politikalarını hazırlar veya inceler. Böylece şirketin ürünü kullanıcılar tarafından nasıl kullanılabilir, hangi sınırlamalar vardır, sorumluluk kime aittir gibi kritik noktalar hukuken güvence altına alınır.
- Fikri mülkiyet haklarının korunması: Teknoloji firmaları için en değerli varlıklardan biri, geliştirdikleri özgün teknolojiler ve markalardır. Bu nedenle marka tescili, patent başvurusu ve telif hakkı koruması büyük önem taşır. Bir teknoloji şirketi avukatı, şirketin logosundan yazılım koduna, buluşlarından tasarımlarına kadar tüm fikri ürünlerinin tescil süreçlerini yürütür. Örneğin, yeni geliştirilmiş bir mobil uygulamanın kodunun izinsiz kopyalanmasını önlemek veya bir yenilikçi cihaz için patent almak gibi işlemleri takip eder. Ayrıca rakiplerin veya piyasadaki diğer aktörlerin şirkete ait fikri hakları ihlal etmesi durumunda ihtarname gönderme, hukuki ve cezai süreç başlatma görevlerini üstlenir. Fikri mülkiyet koruması, teknoloji şirketlerinin rekabet avantajını sürdürmesinin temel şartlarından biridir.
- KVKK, Gizlilik ve veri koruma: Teknoloji şirketleri çoğunlukla kullanıcı verileriyle çalışır. Bu kapsamda kişisel verilerin korunması mevzuatına (Türkiye’de KVKK) uyum sağlamak zorundadırlar. Şirket avukatı, firmanın kullanıcılarından aldığı kişisel verileri mevzuata uygun biçimde işlemesi için gerekli metinleri (aydınlatma metni, açık rıza formları vs.) hazırlar ve şirketin operasyonlarını KVKK ve ilgili yönetmeliklere uyumlu hale getirmek için danışmanlık verir. Ayrıca, veri ihlali durumlarında yapılması gereken bildirimler ve hukuki adımlar konusunda şirketi yönlendirir.
- Çalışan sözleşmeleri ve rekabet yasakları: Teknoloji şirketlerinde kilit pozisyondaki çalışanların şirketten ayrıldıktan sonra rekabet etmemesi veya şirket sırlarını ifşa etmemesi istenebilir. Bunun için iş sözleşmelerine rekabet etmeme ve gizlilik (NDA) hükümleri konulur. Bir teknoloji şirketine danışmanlık yapan avukat, çalışanlarla imzalanacak sözleşmelere bu maddeleri ekler ve yasal sınırlar içerisinde olmasını sağlar. (Not: Türk Hukuku’nda işçinin rekabet yasağı süresi ve kapsamı makul olmalı, aksi halde geçersiz sayılabilir.)
- Yatırım ve ortaklık sözleşmeleri: Birçok teknoloji girişimi, büyüme için yatırımcıların desteğine ihtiyaç duyar. Yatırım alma süreçlerinde hisse devir sözleşmeleri, pay sahipleri sözleşmeleri ve yatırım anlaşmaları gündeme gelir. Bu dokümanlar son derece karmaşık olabilir ve şirketin geleceğini etkileyecek hükümler içerebilir. Şirket avukatı, girişimcinin haklarını koruyacak şekilde yatırım sözleşmelerini müzakere eder, şirketin kontrolünün ve kritik varlıklarının korunmasını sağlayacak düzenlemeleri yapar.
- E-ticaret ve tüketici hukuku uyumu: Teknoloji şirketleri çoğu zaman internet üzerinden hizmet veya ürün satarlar. Bu durumda, mesafeli satış sözleşmeleri, kullanıcı sözleşmeleri, web sitesi üyelik koşulları gibi e-ticaret hukuku konuları devreye girer. Ayrıca tüketiciye satış yapılıyorsa Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki yükümlülüklere (cayma hakkı, açık ve anlaşılır bilgilendirme vb.) uymak gerekir. Teknoloji şirketi avukatı, e-ticaret sitelerinin hukuki metinlerini hazırlar, şirketin tüketici hukukuna uygun hareket etmesini sağlar.
Teknoloji dünyası hızla gelişirken hukuki mevzuat da bu alana ayak uydurmaya çalışmaktadır. Siber güvenlik, yapay zeka, fintech gibi yeni alanlarda her gün yeni yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Teknoloji şirketlerinde uzman bir avukatla çalışmak, şirketin bu güncel düzenlemelere uyumunu kolaylaştırır, ileride karşılaşabileceği cezai yaptırımlar veya hak kayıpları önlenmiş olur. Özetle, yazılımdan donanıma, veriden markaya kadar teknoloji şirketlerinin tüm varlıklarını ve süreçlerini hukuki açıdan koruma altına almak için iyi bir şirket avukatı vazgeçilmezdir.
Şirketlerde İş Hukuku Uyuşmazlıkları
Her şirket, çalışanlarıyla olan ilişkilerinde iş hukuku hükümlerine tabidir. İş Kanunu, Sosyal Sigortalar Kanunu ve ilgili mevzuat, işverenlerin çalışanlarına karşı sorumluluklarını ve çalışan haklarını ayrıntılı şekilde düzenler. Bu nedenle şirketler ile çalışanlar arasında zaman zaman uyuşmazlıklar yaşanması kaçınılmazdır. Şirket avukatı, işveren tarafını temsil ederek iş hukuku uyuşmazlıklarının çözümünde kritik bir rol oynar. Şirketlerde en sık karşılaşılan iş hukuku uyuşmazlıkları ve bunlara ilişkin hukuki süreçler şöyle özetlenebilir:
- Haksız fesih ve işe iade davaları: Bir çalışanının iş sözleşmesini fesheden (işten çıkaran) işveren, eğer geçerli bir fesih nedeni göstermezse işçi tarafından mahkemede dava edilebilir. Uygulamada, işçiler çoğunlukla işe iade davası açarak işten çıkarılmalarının haksız olduğunu ileri sürer ve işe geri dönmeyi veya tazminat almayı talep eder. Şirket avukatı, fesih süreçlerinde işverene baştan danışmanlık yaparak geçerli fesih nedenlerinin oluşturulmasını sağlar, olası davalarda işvereni temsil ederek savunma stratejisini hazırlar.
- Kıdem ve ihbar tazminatı uyuşmazlıkları: İşten ayrılan (ya da çıkarılan) çalışanların en temel talepleri kıdem tazminatı ve ihbar tazminatıdır. İşverenler ile çalışanlar arasında bu tazminatların hesaplanması veya ödenmemesi konusunda sıkça uyuşmazlık çıkar. Örneğin, işçinin kendi isteğiyle ayrıldığı durumlarda kıdem tazminatı hakkı olmayabileceği için anlaşmazlık doğabilir. Şirket avukatı, bu tür uyuşmazlıklarda yasal mevzuat çerçevesinde hem önleyici danışmanlık verir (işten çıkarma öncesi doğru adımların atılması gibi) hem de dava süreçlerinde şirketi temsil ederek haksız taleplere karşı şirketin menfaatini savunur.
- Fazla mesai, yıllık izin ve diğer işçilik alacakları: Çalışanlar, çalışma dönemleri boyunca biriken fazla mesai ücretleri, kullanılmayan yıllık izin ücretleri, primler gibi alacaklarını talep edebilirler. İşverenin bu ödemeleri yapmaması durumunda işçiler dava yoluna gidebilir. Şirket avukatı, işyeri kayıtlarının düzgün tutulması (puantajlar, izin kayıtları vb.) konusunda şirketi bilgilendirir ve muhtemel bir alacak davasında hangi delillerin öne sürüleceğini planlar. Ayrıca, zorunlu arabuluculuk aşamasında (iş uyuşmazlıklarında dava öncesi arabulucuya başvurmak kanunen zorunludur) işverenin temsilini üstlenerek anlaşma zemini arar.
- Mobbing ve ayrımcılık iddiaları: İşyerinde psikolojik taciz (mobbing) veya cinsiyet, hamilelik, sendika üyeliği vb. sebeplerle ayrımcılık yapıldığı iddiaları son yıllarda gündeme gelebilmektedir. Böyle iddialar, işçi tarafından hem tazminat davası hem de ceza şikayetine konu olabilir. Şirket avukatı, işverenin böyle iddialara karşı savunmasını hazırlar, işyerinde gerekli önleyici politikaların (mobbing karşıtı eğitimler, eşitlik ilkesi vb.) oluşturulmasına katkıda bulunur.
- İş kazaları ve meslek hastalıkları: Bir çalışan iş kazası geçirdiğinde veya meslek hastalığına yakalandığında, işveren hem SGK’ya karşı hem de çalışana karşı sorumluluklarla karşılaşır. İş kazası durumunda devlet, işverene idari para cezası uygulayabilir ve işçinin uğradığı zararlar için rücu davası açabilir; ayrıca işçi ya da hak sahipleri işverenden tazminat talep edebilir. Böyle ağır sonuçları olabilen durumlarda, şirket avukatı süreci yönetir: Resmi kurumlarla yazışmalar, savunmalar, ceza soruşturmasında şirket yetkililerinin temsil edilmesi ve tazminat davalarında hukuki argümanların sunulması gibi görevleri üstlenir.
İş hukuku uyuşmazlıklarında zamanında ve doğru adımlar atmak, şirketin hem itibarını hem de maddi çıkarlarını korumak açısından gereklidir. Özellikle Türkiye’de işten çıkarmalarda arabuluculuk süreci, dava prosedürleri ve Yargıtay içtihatları gibi teknik detaylar olduğundan, bir iş hukuku avukatı ile çalışmak işverene büyük avantaj sağlar. Şirket avukatı, işverenin mevzuata uygun hareket etmesini sağlayarak baştan sorun çıkma ihtimalini azaltır; sorun çıktığında da en etkin savunmayı yaparak şirketin haklarını korur.
Ticari Alacak Davaları ve İcra Takip Süreçleri
Ticari hayatın doğal bir parçası olarak, şirketler zaman zaman alacaklarını tahsil etmekte zorlanabilirler. Müşterilere satılan mal veya hizmet bedellerinin ödenmemesi, verilen çek ve senetlerin karşılıksız çıkması gibi durumlarda ticari alacak davaları ve icra takipleri gündeme gelir. Alacakların tahsili konusunda izlenecek hukuki yollar ve şirket avukatının rolü aşağıdaki gibidir:
- Ödeme talebi ve ihtarname: İlk aşamada, borçlu durumdaki firmaya veya kişiye borcunu ödemesi için yazılı bir talep gönderilir. Şirket avukatı, borçluya noter aracılığıyla ihtarname göndererek borcun belirli bir süre içinde ödenmesini talep edebilir. Bu, dava veya icra yoluna başvurmadan önce borçluya son bir fırsat verme niteliğindedir. Birçok borçlu, ciddi bir hukuki girişimin başlayacağını anladığında borcunu ödemeyi tercih edebilir.
- İcra takibi başlatma: İhtarname sonuç vermezse, alacaklı şirket icra dairesi aracılığıyla resmi takibe geçer. İki tür icra takibi vardır: ilamsız takip (elinde mahkeme kararı olmaksızın, doğrudan kambiyo senedi ya da fatura gibi belgelere dayalı takip) ve ilamlı takip (bir mahkeme kararına dayanarak başlatılan takip). Örneğin, şirketin elinde borçlunun imzaladığı bir senet varsa kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yolu kullanılır. Şirket avukatı, UYAP sistemi üzerinden gerekli takip talebini hazırlar ve icra dairesine iletir. Borçluya bir ödeme emri tebliğ edilir ve borcu ödemesi ya da itiraz etmesi için yasal süre tanınır.
- İtirazın iptali davası / alacak davası: Borçlu, icra takibine haksız yere itiraz ederse takip durur. Bu durumda alacaklı şirket, itirazın iptali davası açarak itirazın kaldırılmasını ve alacağının tescilini isteyebilir. Eğer ortada itiraz değil de genel bir anlaşmazlık varsa doğrudan alacak davası açmak da bir seçenektir. Ticari ilişkilerde doğan alacak davaları, genellikle Ticaret Mahkemelerinde görülür. Şirket avukatı, dava dilekçesini hazırlayıp gerekli delilleri (sözleşmeler, fatura, irsaliye, yazışmalar vb.) mahkemeye sunar ve süreci takip eder.
- Haciz ve tahsilat: İcra takibi borçlu tarafından kabul edilir veya itiraz edilmeden kesinleşirse, alacaklı şirket haciz talep edebilir. İcra memurları borçlunun adresine giderek veya banka hesaplarına, gayrimenkullerine, araçlarına haciz koyarak alacağın tahsilini sağlamaya çalışır. Bu aşamada şirket avukatı, hacze konu edilebilecek mal ve hakları tespit etmede ve icra memurları ile koordinasyon sağlamada görev alır. Örneğin, borçlu şirketin değerli makineleri, araçları veya alacakları haczedilebilir; borçlu gerçek kişinin maaşına veya gayrimenkulüne haciz uygulanabilir.
- İflas yoluyla takip: Alacaklı şirket, borçlu sermaye şirketi ise ve alacak belli bir tutarın üzerinde ise iflas yoluyla takip yapma seçeneğine de sahiptir. Bu durumda doğrudan iflas davası açılarak borçlu şirketin iflası istenebilir. İflas, borçlu şirket üzerinde ciddi bir yaptırım olduğundan, çoğu zaman borçlu bu aşamaya gelmeden borcunu ödemeye çalışır veya yapılandırma talep eder.
- Tahsilat ve kapanış: Borçlu, takip sürecinde borcunu öderse veya taraflar anlaşarak taksitlendirmeye giderse dosya kapanır. Şirket avukatı, tahsilatın gerçekleşmesi halinde icra dosyasının kapatılması işlemlerini yapar ve borçluya karşı gerekli ibra belgelerini düzenler.
Şirket alacak takibi sürecinin hızlı ve hatasız yürütülmesi, şirketin likiditesi ve mali sağlığı açısından çok önemlidir. Tecrübeli bir şirket avukatı, hangi alacağın hangi yolla daha etkin tahsil edilebileceğini öngörür; örneğin teminatlı alacaklarda doğrudan icra takibine girişmek, şüpheli bir borçlu karşısında iflas istemek gibi stratejileri uygular. Ayrıca, icra ve iflas hukuku teknik detaylarla doludur; usul kurallarına uygun hareket etmek alacaklının hak kaybına uğramaması için şarttır. Bu nedenle, alacakların tahsilinde icra hukuku alanında deneyimli bir şirket avukatının süreci yönetmesi, alacaklı şirketin en kısa sürede ve en az masrafla sonuca ulaşmasını sağlar.
Vergi Uyuşmazlıkları ve Hukuki Çözümler
Şirketlerin mali faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası da vergi yükümlülükleridir. Vergi beyannamelerinin doğru ve zamanında verilmesi, vergilerin ödenmesi temel bir sorumluluktur. Ancak uygulamada, işletmeler bazen vergi incelemeleri sonucunda beklenmedik tarhiyatlar (ek vergi tahakkukları) ve cezalarla karşılaşabilirler. Bu gibi durumlarda ortaya çıkan vergi uyuşmazlıkları, idari başvuru yolları ve yargı süreçleriyle çözüme kavuşturulmaya çalışılır. Şirket avukatları, vergi hukuku alanında uzmanlaşarak mükellef şirketlere şu konularda yardımcı olur:
- Vergi incelemesi sürecinde danışmanlık: Gelir İdaresi veya Vergi Denetim Kurulu müfettişleri tarafından şirketinizde bir vergi incelemesi yapıldığında, inceleme sürecinde haklarınızı bilmeniz ve düzgün bir savunma yapmanız önemlidir. Şirket avukatı, inceleme esnasında denetçilere sunulacak belgelerin hazırlanmasında, tutanaklara gerektiğinde şerh düşülmesinde ve şirketin menfaatlerinin korunmasında rol oynar. İnceleme sonunda düzenlenen vergi inceleme raporunda önerilen cezalar ve tarhiyatlar varsa, bunların hukuka uygun olup olmadığı konusunda görüş bildirir.
- Uzlaşma ve cezada indirim talepleri: Vergi idaresi tarafından bir vergi tarhiyatı ve ceza kesildiğinde (örneğin bir KDV farkı ve usulsüzlük cezası), mükellef şirketin ilk yapabileceği şeylerden biri uzlaşma talep etmek olabilir. Uzlaşma, Vergi Usul Kanunu kapsamında mükellef ile vergi idaresinin masaya oturup bir orta yol bulması anlamına gelir. Şirket avukatı, uzlaşma müracaatını yapar, toplantıda şirketi temsil eder ve mümkün olan en düşük vergi ve ceza tutarında anlaşma sağlanmasına çalışır. Uzlaşma dışında, belirli cezalar için cezada indirim talebi de yapılabilir; bu prosedürlerde de avukat şirket adına başvuruları yürütür.
- Vergi mahkemesi davası: Uzlaşma sağlanamaz veya mükellef uzlaşma yolunu tercih etmezse, vergi tarhiyatına karşı yargı yoluna gidilebilir. Bu durumda şirket avukatı, ilgili Vergi Mahkemesi’nde dava açarak tarhiyatın ve cezanın iptalini talep eder. Dava dilekçesinde, vergi inceleme raporundaki hukuki hatalar, tarhiyatın dayanaksız olduğu noktalar ve usule aykırılıklar detaylıca ortaya konur. Vergi davaları teknik olduğu için, dilekçelerin kanuna uygun ve ikna edici şekilde yazılması çok önemlidir. Avukat, yargılama sürecinde şirketi temsil ederek duruşmalara katılır, gerekirse bilirkişi incelemesi talep eder ve lehine sonuç almaya çalışır.
- Üst mahkeme süreçleri: Vergi Mahkemesi kararları, miktar ve konuya göre Bölge İdare Mahkemesi (istinaf) veya Danıştay (temyiz) incelemesine tabi olabilir. Şirket avukatı, ilk derece mahkemesinden istenen sonucu alamazsa istinaf/temyiz başvurusunu hazırlar ve üst mahkeme sürecini takip eder.
- İdari para cezalarına itirazlar: Bazı durumlarda şirketler, vergi dışında kamu idarelerinden idari para cezaları alabilir (örneğin SGK cezaları, ticaret bakanlığı cezaları vb.). Şirket avukatının idari yargı tecrübesi, bu cezalara karşı yapılacak itiraz ve davalarda da şirkete fayda sağlar. Süreleri takip ederek zamanında gerekli itiraz dilekçelerini sunar.
- Vergi planlaması ve danışmanlık: Uyuşmazlıkların yanı sıra, şirket avukatları vergi mevzuatındaki gelişmeler konusunda şirketi bilgilendirir ve ileriye dönük vergi planlaması yaparken danışmanlık sağlar. Örneğin yeni bir yatırım düşünülüyorsa, bu yatırıma uygulanabilecek vergi teşvikleri veya şirket bölünmesi, birleşmesi halinde doğacak vergi avantajları konusunda şirketi yönlendirir.
Sonuç olarak, vergi uyuşmazlıkları şirketler için hem finansal yük hem de itibar riski oluşturabilir. Vergi hukuku oldukça teknik bir alan olup, şirketlerin bu süreçlerde profesyonel hukuki yardıma ihtiyaç duyduğu açıktır. Vergi incelemelerinin ve davalarının sağlıklı yönetilmesi için deneyimli bir İzmir vergi avukatı ile çalışmak, haksız tarhiyat ve cezaların önüne geçmeye veya en aza indirgenmesine yardımcı olur. Bu sayede şirket, yasal haklarını kullanarak gerek idari gerek yargısal yollarla kendini savunabilir ve faaliyetlerine kesintisiz devam edebilir.
Sözleşme Hazırlama ve İnceleme Süreçleri
Sözleşmeler, şirketlerin iş hayatındaki ilişkilerini düzenleyen en temel araçlardır. Şirketler; müşterileriyle satış sözleşmeleri, tedarikçileriyle alım sözleşmeleri, çalışanlarıyla iş sözleşmeleri, ortaklarla ortaklık sözleşmeleri ve daha sayısız konuda sözleşmeler yaparlar. Her bir sözleşme, tarafların hak ve yükümlülüklerini ortaya koyar ve uyuşmazlık halinde ilk bakılacak belge olur. Bu nedenle sözleşme hazırlama ve inceleme süreçleri, bir şirket avukatının en önemli çalışma alanlarından biridir.
Şirket avukatınız, sözleşmeler konusunda şu adımları izleyerek şirketinizi güvence altına alır:
- Şirket ihtiyaçlarının analiz edilmesi: Öncelikle yapılacak iş veya anlaşma net olarak anlaşılır. Şirketin çıkarları ve karşı tarafla olan ilişkisinin doğası göz önüne alınarak, sözleşmede hangi maddelere özellikle yer verilmesi gerektiği avukat tarafından belirlenir. Örneğin uzun vadeli bir tedarik anlaşmasında fiyat değişiklik mekanizması, bir distribütörlük sözleşmesinde bölge ve münhasırlık şartları, teknoloji lisans sözleşmesinde fikri hakların kullanım kapsamı gibi kritik konular tespit edilir.
- Sözleşme taslağının hazırlanması: Avukat, emsal sözleşmeleri ve güncel mevzuatı da dikkate alarak ihtiyaçlara uygun bir sözleşme taslağı kaleme alır. Bu taslakta belirsizliğe mahal vermeyecek bir dil kullanılır, gerekli tanımlara yer verilir ve her ihtimal düşünülerek maddeler yazılır. Özellikle cezai şart, fesih koşulları, uyuşmazlık halinde yetkili mahkeme veya tahkim şartı, gizlilik yükümlülüğü gibi maddeler özenle oluşturulur. Şirket sözleşmeleri hazırlanırken şirketin önceki tecrübeleri ve sektör uygulamaları da göz önünde bulundurulur.
- Karşı tarafın sözleşmesinin incelenmesi: Bazı durumlarda, karşı taraf kendi sözleşme taslağını şirkete gönderir. Bu durumda avukat, karşı tarafın hazırladığı sözleşmeyi detaylı bir şekilde inceler. Şirket aleyhine olabilecek hükümleri işaretler, gerektiğinde alternatif öneriler sunar. Örneğin, karşı tarafın sözleşmesinde sorumluluğu tamamen şirketinizin üzerine yıkan bir madde varsa, bunun değiştirilmesini talep eder; belirsiz veya yoruma açık ifadeler varsa netleştirilmesini ister.
- Müzakere süreci: Sözleşme hazırlanıp karşı tarafa iletildikten veya karşı tarafın taslağı incelendikten sonra, taraflar arasında müzakere başlar. Şirket avukatı, müzakere sürecinde şirketinizi temsil eder veya danışmanlık verir. Hangi maddelerde taviz verilebileceği, hangilerinde ısrar edilmesi gerektiği konusunda yöneticilere tavsiyede bulunur. Amaç, müvekkil şirket için en güvenli ve avantajlı sözleşme metnini ortaya çıkarmaktır.
- Son onay ve imza: Taraflar metin üzerinde mutabık kalınca, avukat son bir kez tüm maddeleri gözden geçirir ve iç tutarlılık ile hukuka uygunluk kontrolü yapar. Özellikle imza süreçlerinde gerekli formalitelere dikkat edilir (yetkili imzalar, şahit gerekliyse şahit imzası, noter onayı gerekiyorsa noter işlemleri vb.). Sonrasında sözleşme imzalanarak yürürlüğe girer.
İyi hazırlanmış bir sözleşme, ileride doğabilecek uyuşmazlıkların önlenmesinde en etkili araçtır. Belirsiz ifadelerden uzak, tarafların yükümlülüklerini açıkça tanımlayan, olası ihlal durumlarını ve yaptırımlarını düzenleyen bir sözleşme sayesinde, birçok sorun ortaya çıkmadan çözülür. Aksi halde, eksik veya hatalı hazırlanmış bir sözleşme yüzünden şirketiniz ciddi maddi kayıplara uğrayabilir veya uzun süren davalarla karşılaşabilir. Bu nedenle, şirket avukatınız her önemli sözleşme öncesinde devrede olmalı, sözleşme hazırlama ve inceleme süreçleri profesyonel bir bakış açısıyla yönetilmelidir.
Unutulmamalıdır ki, söz uçar yazı kalır: Ticari ilişkilerde sözler kadar yazılı sözleşmeler hüküm ifade eder ve iyi bir sözleşme, kötü bir dava sürecinden evladır. Bu bakış açısıyla hareket eden şirketler, avukatlarının yardımıyla sağlam sözleşmeler yaparak risklerini azaltır ve işlerine odaklanabilir.
Ortaklar Arası Uyuşmazlıklar ve Şirket Pay Devirleri
Ortaklı bir şirket yönetmek, bazen ortaklar arasında anlaşmazlıkların doğmasına yol açabilir. Şirket büyüdükçe vizyon farklılıkları, kar dağıtımı, şirket yönetimi gibi konularda ortaklar arasında fikir ayrılıkları çıkması doğaldır. Ortaklar arası uyuşmazlıklar, eğer uygun şekilde yönetilmezse şirketin işleyişini sekteye uğratabilir veya şirketin bölünmesiyle sonuçlanabilir. Bu noktada şirket avukatının iki temel rolü vardır: Uyuşmazlıkları hukuki zeminde çözmek ve gerekirse şirket pay devirleri ile ortaklık yapısında değişiklikleri gerçekleştirmek.
Ortaklar Arası Uyuşmazlık Türleri:
- Yönetim ve karar alma sorunları: Özellikle ortak sayısının fazla olduğu veya ortakların eşit paya sahip olduğu şirketlerde, stratejik kararlar alınırken kilitlenmeler yaşanabilir. Örneğin bir ortak yeni yatırım yapmak isterken diğeri nakit rezervini korumak isteyebilir. Bu tür anlaşmazlıklarda şirket sözleşmesindeki karar alma süreçleri devreye girer. Avukat, genel kurul veya müdürler kurulu toplantılarında taraflara hukuki seçenekleri anlatır; çoğunluk-azınlık dengesinin getirdiği hak ve yükümlülükler konusunda danışmanlık verir. Gerekiyorsa, şirket sözleşmesine ortaklar arasındaki çıkmazları önleyecek hükümler eklemek için tadil önerileri hazırlar.
- Kâr dağıtımı ve mali konular: Ortağın biri kârın dağıtılmasını isterken diğeri şirket içinde bırakılmasını savunabilir. Ya da şirket kaynaklarının kullanımı (örneğin ortaklara borç verilmesi, ortakların şirket varlıklarını kişisel amaçla kullanması gibi) konusunda ihtilaf çıkabilir. Bu durumda avukat, Türk Ticaret Kanunu ve şirket esas sözleşmesi çerçevesinde neyin mümkün olup olmadığını değerlendirir ve müvekkili olan ortağın haklarını ortaya koyar. Uzlaşma ile çözüm üretilemezse, şirket genel kurul kararlarının iptali davası gibi hukuki süreçler gündeme gelebilir.
- Rekabet yasağı ve özen yükümlülüğü: Ortakların şirkete karşı sadakat ve rekabet etmeme borcu vardır. Bir ortak şirketle aynı alanda başka bir iş yapmaya kalkışırsa veya şirket fırsatlarını kendine yönlendirirse, diğer ortaklar buna itiraz edebilir. Avukat, böyle durumlarda ihtar çekip durumu düzeltmeye çalışır; gerekirse rekabet yasağı ihlaline karşı dava açılabileceğini belirtir.
- Azınlık hakları ve kötüye kullanım: Şirketlerde çoğunluk ortağı olan grup, bazen azınlıkta kalan ortakların haklarını zedeleyecek kararlar alabilir (örneğin sermaye artırımı yapıp azınlığın payını azaltmak gibi). Azınlık ortaklar da ısrarla bazı konularda onay vermeyerek şirketi kilitleyebilir. Bu tür durumlarda TTK’nın azınlık haklarına ilişkin hükümleri devreye girer. Şirket avukatı, azınlık ortağı temsil ediyorsa genel kurul toplantısının iptalini, özel denetçi atanmasını, haklı nedenle şirketin feshini isteme gibi yollara başvurabilir. Çoğunluk tarafını temsil ediyorsa, işlemlerin hukuka uygun yapılmasını sağlayarak olası davalarda savunma pozisyonunu güçlendirir.
Şirket Pay Devirleri:
Uyuşmazlıkların çözümünün bir yolu da, anlaşmazlık içindeki ortaklardan birinin paylarını devretmesi (şirketten ayrılması) olabilir. Bu hem sorunu çözer, hem de şirket yoluna devam eder. Pay devri sürecinde avukatın rolü şunları içerir:
- Devir sözleşmesinin hazırlanması: Ortaklar kendi aralarında anlaştıktan sonra, devredilecek pay miktarı ve bedeli konusunda bir hisse devir sözleşmesi yapılır. Avukat bu sözleşmeyi hazırlar ve tarafların haklarını güvenceye alır. Ödeme planı, devir tarihi, devrin kapsamı (payın tüm haklarıyla devri) gibi konular netleştirilir.
- Ön alım hakkı ve onay prosedürleri: Eğer şirket sözleşmesinde pay devri için diğer ortaklara ön alım hakkı tanınmışsa veya limited şirketlerde olduğu gibi genel kurul onayı gerekiyorsa, bu prosedürler işletilir. Avukat, pay devrinin şirket içerisinde onaylanması, pay defterine işlenmesi ve ticaret siciline tescili işlemlerini takip eder.
- Devirle birlikte ayrılma protokolü: Payını devreden ortak aynı zamanda şirketle tüm bağlarını koparabilir. Bu durumda, devirle beraber eski ortağın şirkete karşı yükümlülüklerinin (rekabet etmeme gibi) devam edip etmeyeceği, şirketten alacaklarının ödenmesi gibi hususlar bir protokol ile düzenlenebilir. Avukat, bu ayrıntıları da kapsayan bir ortaklıktan çıkış protokolü hazırlanmasını sağlar.
- Uyuşmazlığın sona erdirilmesi: Pay devri tamamlandıktan sonra, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık konusunun da çözüldüğünden emin olunur. Örneğin açılmış davalar varsa karşılıklı feragatler yapılır, birbirine karşı borçlar ödenir. Avukat, bu süreci de denetleyerek ileride tekrar sorun çıkmaması için gereken önlemleri alır.
Bir şirket avukatı, ortaklık içindeki sorunların mümkün olduğunca sulh yoluyla çözülmesini hedefler. Anlaşma zemini kalmadığında ise, ya şirketin feshine kadar varabilecek (haklı nedenle fesih davası gibi) hukuki yollara başvurur ya da bahsettiğimiz gibi pay devri ile tarafların yollarını ayırmasına yardımcı olur. Her iki halde de amaç, şirketin değerini ve sürekliliğini korumaktır. Sonuçta ortaklar arasındaki uyum, şirketin başarısının anahtarlarındandır; bu uyum bozulursa, şirket avukatının rehberliğinde en az zarar verici çözüm yolu bulunmalıdır.
Şirket Birleşmeleri, Devirler ve Fesih İşlemleri
Şirketlerin yaşam döngüsünde büyüme veya sonlanma stratejileri çerçevesinde önemli kurumsal değişiklikler gündeme gelebilir. Şirket birleşmeleri (füzyonları), devralmalar, bölünmeler gibi yeniden yapılandırmalar ile şirket devri ve nihayetinde şirketin feshi (tasfiye) süreçleri, titizlikle ele alınması gereken hukuki işlemlerdir. Bu süreçlerde, uzman bir şirket avukatının desteği, işlemlerin kanuna uygun ve şirket menfaatine uygun şekilde yapılmasını sağlar.
Şirket Birleşmeleri ve Devralmalar (M&A İşlemleri): Bir şirketin başka bir şirketle birleşmesi veya bir şirketin diğerini devralması, kapsamlı bir hazırlık gerektirir. Bu tür işlemlerde şirket avukatının rolü şunları kapsar:
- Hukuki inceleme (Due Diligence): Birleşme veya satın alma öncesinde, hedef şirketin hukuki durumunun detaylı incelenmesi gerekir. Bu, şirketin sözleşmeleri, davaları, borçları, çalışan ilişkileri, fikri mülkiyet durumları gibi alanları tarayan bir incelemedir. Avukat, due diligence raporu hazırlayarak hedef şirketin risklerini ve avantajlarını ortaya koyar. Bu sayede satın alacak taraf, ne aldığını bilerek pazarlık yapar.
- Sözleşmelerin hazırlanması: Birleşme veya devir işlemi eğer taraflar anlaştıysa bir Birleşme Sözleşmesi veya Hisse Alım-Satım Sözleşmesi (Share Purchase Agreement) ile resmileştirilir. Şirket avukatı, bu sözleşmeleri müvekkili şirketin çıkarlarını koruyacak şekilde hazırlar ya da karşı tarafın hazırladığı taslakları inceler. Fiyat, ödeme koşulları, çalışanların durumu, rekabet etmeme, gizlilik, garanti ve tazminat yükümlülükleri (satıcının belirli risklere karşı alıcıya garanti vermesi gibi) bu sözleşmelerde düzenlenir.
- Yasal onaylar ve bildirimler: Özellikle büyük ölçekli birleşme/devralmalarda Rekabet Kurumu’nun onayı gerekebilir (pazar hakimiyeti yaratma ihtimaline karşı). Bankacılık, enerji gibi regüle sektörlerde de ilgili kurumların izni istenebilir. Avukat, gerekli başvuruları yapar ve izin süreçlerini takip eder. Ayrıca birleşme sonrasında ticaret siciline tescil, alacaklılara bildirim gibi prosedürler de avukat tarafından yürütülür.
- Kapanış işlemleri: Taraflar tüm şartlarda anlaşıp onaylar alındığında, hisse devri yapılır veya şirketler hukuken tek çatı altında birleşir (A.Ş. ve Ltd. birleşmelerinde olduğu gibi). Avukat, kapanışta pay devirlerinin gerçekleştirilmesi, yeni yönetim yapısının oluşturulması, hissedarlık yapısının güncellenmesi gibi aşamalarda süreci yönetir.
Şirket Bölünmeleri: Bazı durumlarda şirketler, varlıklarını veya faaliyetlerini bölerek ayrı şirketlere ayırmak isteyebilir. Bu da teknik bir süreçtir ve “bölünme planı” hazırlanmasını, alacaklılara bildirim yapılmasını gerektirir. Şirket avukatı, bölünme sözleşmesini ve planını hazırlar, pay dağılımının yeni şirketlerde nasıl olacağını belirler ve resmi onayları takip eder.
Şirket Devri: Burada kastedilen, bir şirketin tüm aktif ve pasifi ile bir başka şirkete devredilmesi (işletme devri) olabilir. Bu işlemde de devir sözleşmesi, işçi ve sözleşme devrinin bildirimleri gibi hususlar avukat tarafından ele alınır.
Şirketin Feshi ve Tasfiye Süreci: Bazen de şirket sahipleri faaliyetlere son verme kararı alabilir veya şirket iflas gibi sebeplerle kapanmak durumunda kalabilir. Tasfiye süreci, şirketin malvarlığının paraya çevrilip borçlarının ödenmesi, varsa kalan tutarın ortaklara dağıtılması ve şirketin ticaret sicilinden kaydının silinmesi aşamalarını içerir. Şirket avukatının tasfiye sürecindeki görevleri:
- Tasfiye kararının alınması: Genel kuruldan şirketin fesih ve tasfiye kararı alınırken hukuki prosedürlerin (toplantı nisabı, karar nisabı vb.) doğru işletilmesini sağlar.
- Tasfiye memurlarının atanması: Tasfiyeyi yürütecek kişi veya kişiler seçilir (genelde ortaklar arasından veya dışarıdan). Bu seçim ve ticaret siciline bildirimi avukat tarafından yapılır.
- Alacaklılara çağrı: Tasfiye halindeki şirket, alacaklılarını 3 defa ilan yoluyla alacaklarını bildirmeye çağırır. Avukat bu ilanların mevzuata uygun şekilde yapılmasını temin eder.
- Mal varlığının tasfiyesi: Şirketin varsa mallarının satışı, alacaklarının tahsili işlemlerine hukuki destek verir. Borçların ödenmesinde öncelik sıralamasına dikkat edilmesini sağlar.
- Tasfiye beyannameleri: Tasfiye süresince vergi dairesine gerekli beyannameler verilir, son bilanço hazırlanır. Avukat, mali müşavir ile koordineli şekilde bu hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesini takip eder.
- Tescil ve ilan ile kapanış: Tüm işlemler bitince tasfiyenin kapandığı genel kurulca onaylanır ve şirketin sicil kaydının silinmesi için ticaret siciline bildirim yapılır.
Tasfiye dışında, iflas yoluyla bir şirket kapanıyorsa, bu süreç iflas idaresi ve mahkeme gözetiminde ilerler. Şirket avukatı, iflas masasında şirketin menfaatlerini korumak için girişimlerde bulunur veya iflas kararına itiraz etmek gibi yolları kullanır.
Şirket birleşme, devralma ve fesih işlemleri, şirketin varlığını kökten etkileyen işlemler olduğu için her adımının yasalara uygun yapılması şarttır. Aksi takdirde sonraki yıllarda dahi geçersizlik iddiaları, iptal davaları gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle bu kritik süreçlerde şirket avukatı ile çalışmak, hem işlemleri hızlandırır hem de ileride hukuki bir problem yaşanmamasını garanti altına alır.
Şirket Avukatı Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Şirketiniz için bir şirket avukatı veya hukuk bürosu ile çalışmaya karar verdiniz; peki doğru seçimi yapmak için nelere dikkat etmelisiniz? İşte bir şirket avukatı seçerken göz önünde bulundurmanız gereken kritik noktalar:
- Uzmanlık ve Deneyim: Şirketler hukuku, iş hukuku, vergi hukuku, fikri mülkiyet gibi pek çok alanı kapsar. İdeal olarak seçeceğiniz avukat veya hukuk bürosu, birden fazla hukuk dalında uzmanlaşmış bir ekibe sahip olmalıdır. Zira şirketlerin karşılaştığı hukuki meseleler çeşitli olabilir; tek bir avukat her alana yetişemeyebilir. Örneğin, hem sözleşme inceleyip hem işçi davasına bakabilecek yetkinlikte bir ekip, şirketinizin tüm işlerini tek merkezde takip etmenizi sağlar.
- İletişim ve Ulaşılabilirlik: Şirket faaliyetleri sırasında acil bir hukuki sorunuz oluştuğunda avukatınıza hızla ulaşabilmelisiniz. Bu sebeple, ulaşılabilirlik ve hızlı geri dönüş önemli bir kriterdir. Avukatın telefonlara cevap vermesi, e-postalara zamanında dönmesi, gerektiğinde şirket ofisinde görüşmeler yapabilmesi değerlendirilmeli. Ayrıca hukuki kavramları anlaşılır bir dille açıklayan, iletişim yeteneği güçlü bir avukat ile çalışmak da işinizi kolaylaştıracaktır.
- Referanslar ve Tavsiyeler: Bir şirket avukatı tavsiyesi almak, seçim sürecinde size fikir verebilir. Çevrenizdeki diğer iş insanlarının memnun kaldığı avukatlar hakkında bilgi alın. Avukatın halihazırda temsil ettiği şirketler ve onların geri bildirimleri değerli bir göstergedir. Mümkünse benzer sektördeki şirketlere hizmet vermiş avukatları tercih edin; sektörünüzün dinamiklerine hakim olması avantaj sağlayacaktır.
- Profesyonel Disiplin ve Titizlik: Şirket işlemleri zamanlama ve düzen gerektirir. Örneğin bir dava sürecinde süre kaçırılması büyük hak kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle avukatınızın disiplinli ve düzenli çalışma prensiplerine sahip olması gerekir. Söz verilen zamanda işi teslim eden, sizi süreçler hakkında düzenli bilgilendiren, dosyaları ve evrakları planlı bir şekilde yöneten avukatlar tercih edilmelidir.
- Etik ve Güvenilirlik: Avukat-müvekkil ilişkisinin temeli güvendir. Seçeceğiniz şirket avukatının meslek etiğine bağlı, gizliliğe riayet eden biri olması gerekir. Unutmayın, avukatınız şirketinizin tüm sırlarına vakıf olacaktır; bu bilgilerin mahremiyeti korunmalıdır. Ayrıca, avukatın müvekkil portföyünde çıkar çatışması yaratabilecek bir durum olmamasına dikkat edin (örn. en büyük rakibinize de avukatlık yapıyorsa ileride sıkıntı çıkabilir).
- Sonuç Garantisi Vermemesi: Hukuken hiçbir dava veya işlemde yüzde 100 garanti verilemez. Eğer bir avukat size daha en baştan kesin kazanırız, kesin şu olur gibi vaatlerde bulunuyorsa bu bir uyarı işareti olabilir. İyi bir avukat elinden geleni yapar ancak sonuç garantisi vermez, hukuki sürecin risklerini açıkça anlatır. Bu dürüst yaklaşım, sonradan hayal kırıklığı yaşamamanız için önemlidir.
- Ücretlendirme ve Şeffaflık: Elbette bütçe de bir kriterdir. Ancak sadece düşük ücretli diye bir avukatı seçmek doğru olmayabilir. Deneyim ve uzmanlık genelde belli bir maliyete değerdir. Avukatlık ücreti konusunda en önemli husus şeffaflıktır: Başlangıçta hangi işler için ne kadar ücret talep edileceği konuşulmalı, ek masraflar önceden belirtilmelidir. Bazı avukatlar saatlik ücretle, bazıları aylık sabit danışmanlık ücretiyle çalışabilir; size uygun modeli seçin. Fakat ücret değerlendirmesi yaparken, avukatın şirkete katabileceği değeri de hesaba katın, sadece rakama odaklanmayın.
Tüm bu kriterleri değerlendirirken, birkaç avukat/hukuk bürosu ile ön görüşme yapıp sorularınıza verdikleri cevapları, yaklaşımlarını da ölçmeniz faydalı olacaktır. Şirket avukatı seçimi, şirketinizin belki de yıllarca birlikte çalışacağı bir çözüm ortağını belirlemek demektir. Doğru seçimi yapmak, gelecekte hukuki meselelerle uğraşırken rahat etmenizi sağlar. Bu nedenle gereken özeni göstermekten çekinmeyin, titiz davranın. Unutmayın, iyi bir şirket avukatı sadece sorun çıktığında değil, sorun çıkmamasını sağladığında değerlidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Soru: Şirket avukatı ile çalışmak zorunlu mu?
Cevap: Bazı durumlarda evet. Türk hukuku uyarınca, esas sermayesi 250.000 TL ve üzeri olan anonim şirketlerin bir avukat ile sözleşme yapması zorunludurmihci.av.tr. Bu kapsam dışında kalan şirketler için yasal bir zorunluluk olmamakla birlikte, hukuki sorun yaşamamak adına her şirketin bir avukatla düzenli danışmanlık alması şiddetle tavsiye edilir. Kanunen mecbur olmasa da, bir şirket avukatı ile çalışmak ileride doğabilecek uyuşmazlıkları önlemede ve hızlı çözmede büyük rol oynar.
Soru: Küçük bir işletmeyim, şirket avukatı tutmalı mıyım?
Cevap: Küçük ölçekli işletmeler dahi hukuki konularda sık sık yardıma ihtiyaç duyar. İş sözleşmeleri, kira kontratları, müşteri anlaşmaları, vergi konuları gibi konular her işletmeyi ilgilendirir. Sürekli bir avukat istihdam etmek bütçenizi aşıyorsa bile, danışmanlık başı bir avukatla çalışabilirsiniz. Örneğin, önemli sözleşmelerinizi imzalamadan önce bir avukata inceletebilir, ihtiyaç halinde saatlik/projelik hukuki destek alabilirsiniz. Bu sayede büyük riskleri önceden önleyerek uzun vadede tasarruf sağlamış olursunuz.
Soru: Şirket avukatı ücretleri neye göre belirlenir?
Cevap: Şirket avukatının ücreti; avukatın tecrübesine, verilecek hizmetin kapsamına ve bölgeye göre değişkenlik gösterebilir. Kimi avukatlar aylık sabit bir danışmanlık ücretiyle çalışırken, bazıları yapılan işe göre (sözleşme hazırlama, dava takibi vb.) ayrı ücretlendirme yapar. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, dava ve icra takipleri için taban ücretler belirlemiştir ancak şirketlerle avukatlar serbestçe daha farklı ücret anlaşmaları yapabilir. Önemli olan, ücret konusunda en baştan karşılıklı şeffaf olunması ve beklentilerin netleştirilmesidir. Unutmayın, en düşük ücreti teklif edeni değil, işinizi en iyi şekilde yapacak ve sizi ileride büyük zararlardan koruyacak avukatı seçmek uzun vadede daha kârlı olabilir.
Soru: Bir avukatla anlaşmadan önce nelere dikkat etmeliyim?
Cevap: Bir avukat veya hukuk bürosuyla çalışmaya başlamadan önce mutlaka bir ön görüşme yapın. Bu görüşmede tecrübesini, uzmanlık alanlarını, benzer şirketlerle çalışıp çalışmadığını sorun. Sizin sektörünüze aşina olup olmadığına dikkat edin. İletişim tarzına bakın; sizi dinleyip anlamaya çalışması önemli. Ayrıca referans isteyebilirsiniz, daha önce hizmet verdiği şirketlerle gerekirse iletişime geçip memnuniyetlerini sorabilirsiniz. Avukatın ekibini ve ofis altyapısını da değerlendirin (örneğin sürekli davalara giren tek bir avukat mı, yoksa farklı alanlarda uzmanlaşmış bir ekibi var mı?). Tüm bu kriterler, doğru seçimi yapmanıza yardımcı olacaktır.
Soru: Şirket avukatı ile nasıl bir çalışma düzeni kurulur?
Cevap: Bu, ihtiyaçlarınıza ve avukatla yaptığınız anlaşmaya bağlıdır. Bazı şirketler, avukatlarıyla aylık sabit danışmanlık sözleşmesi yaparak ihtiyaç duydukça hukuki görüş alır, evrak hazırlatır ve olası davaları takip ettirir. Bu modelde avukat, adeta şirketin dışarıdan hukuk departmanı gibi çalışır. Diğer durumda ise olay bazlı çalışma mümkündür; örneğin sadece bir dava için veya belirli bir sözleşme için avukatla anlaşırsınız. Düzenli olmayan ancak sürekli iletişim gerektiren konularda da saatlik ücretle danışmanlık almak mümkündür. Hangi model olursa olsun, önemli olan karşılıklı güven ve iletişimdir. Avukatınız işinizi ve şirketinizi ne kadar iyi tanırsa, o kadar etkili destek verecektir.
Avukat Yasin Baykal İletişim Bilgileri
Telefon: 0506 128 95 95
E-posta: av.yasinbaykal@agmail.com
Adres: İsmet Kaptan Mah. Gazi Bulvarı No:116 K:3 D:305, Çankaya 35210 Konak/İzmir

İzmir Şirket Avukatı | Profesyonel Hukuki Danışmanlık ve Avukatlık Hizmetleri
İzmir’de şirketinizin hukuki ihtiyaçlarını karşılamak için güvenilir ve deneyimli bir şirket avukatı mı arıyorsunuz? Doğru yerdesiniz! Bizler, İzmir’de faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük ölçekli işletmelere özel hukuki çözümler sunan, alanında uzman bir avukatlık ekibiyiz.
Neden Bizimle Çalışmalısınız?
- Şirket Hukuku Alanında Uzmanlık: İzmir’de şirket avukatı arayanlar için kurumsal yapıların ihtiyaçlarına özel hukuki danışmanlık sunuyoruz. Şirket kuruluşu, sözleşmeler, ticari uyuşmazlıklar, iş hukuku ve daha birçok alanda profesyonel destek sağlıyoruz.
- Deneyim ve Güven: Yıllardır İzmir’de hizmet veren ekibimiz, yüzlerce şirketin hukuki sorunlarını çözerek onlara güvenilir bir danışmanlık hizmeti sundu. Müvekkillerimizin memnuniyeti, bizim en büyük referansımızdır.
- Hızlı ve Etkili Çözümler: Şirketinizin karşılaştığı hukuki sorunlara hızlı ve pratik çözümler üretiyoruz. Zamanınız değerli, bu yüzden süreçleri en verimli şekilde yönetiyoruz.
- Kişiye Özel Hukuki Stratejiler: Her şirketin ihtiyaçları farklıdır. Bizler, şirketinizin yapısına ve hedeflerine uygun özel hukuki stratejiler geliştiriyoruz.
Hizmetlerimiz
- Şirket Kuruluşu ve Yapılandırma: İzmir’de şirket kurulumu, şirket türlerine göre danışmanlık ve yasal süreçlerin takibi.
- Sözleşmeler ve Anlaşmalar: Şirketler arası anlaşmalar, tedarikçi sözleşmeleri, iş sözleşmeleri ve daha fazlası.
- Ticari Uyuşmazlıklar: Ticari anlaşmazlıkların çözümü, arabuluculuk ve dava süreçlerinde etkin temsil.
- İş Hukuku: İşe alım, işten çıkarma, işçi hakları ve işveren yükümlülükleri konularında danışmanlık.
- Vergi Hukuku: Şirketinizin vergi yükümlülükleri ve vergi uyuşmazlıklarının çözümü.
- Fikri Mülkiyet Hukuku: Marka, patent ve telif haklarının korunması.
İzmir’de Şirket Avukatı ile Ticari Sorunlarınıza Çözüm Bulun!
İzmir’de şirket avukatı arayan işletmeler için kapsamlı hukuki danışmanlık hizmetleri sunuyoruz. İzmir ticaret hukuku avukatı olarak, şirket kuruluşu, ticari sözleşmeler, ticari uyuşmazlıklar ve iş hukuku gibi alanlarda uzman desteği sağlıyoruz. İzmir şirket kurma avukatı ihtiyacınız varsa, şirketinizin yasal süreçlerini en doğru şekilde yönetiyoruz. Ayrıca, İzmir vergi hukuku avukatı olarak vergi uyuşmazlıklarının çözümünde yanınızdayız. İzmir fikri mülkiyet avukatı hizmetimizle marka, patent ve telif haklarınızı koruyoruz. Siz de İzmir’in en güvenilir şirket hukuku uzmanı ile çalışmak için hemen iletişime geçin!
İzmir’in En İyi Şirket Avukatı ile Tanışın!
İzmir’de şirketinizin hukuki ihtiyaçlarını karşılamak için doğru adrestesiniz. İzmir şirket avukatı olarak, şirketinizin büyümesine ve hukuki risklerden korunmasına yardımcı oluyoruz. Siz de hukuki süreçlerinizi güvenilir bir ekibe emanet etmek istiyorsanız, hemen bizimle iletişime geçin!
📞 İletişim Bilgileri
- Telefon: [0506 128 95 95]
- E-posta: [av.yasinbaykal@agmail.com]
- Adres: [GAZİ BULVARI NO:116 K:3 D:305 KONAK İZMİR]