İzmir Kira ve Tahliye Davası Avukatı
Kira hukuku, kiracı ve ev sahibi arasındaki kira sözleşmelerinin taraflarına ilişkin hak ve yükümlülükleri düzenleyen özel bir hukuk dalıdır. Bu kapsamda ortaya çıkan tahliye davaları, ev sahibinin kiracısını yasal bir sebeple konuttan çıkarmak amacıyla açtığı davalardır. Aynı şekilde İzmir kira davaları da kira bedelinin tespiti, kira artışı veya sözleşmenin feshine ilişkin uyuşmazlıkları içerir.
İzmir’de kira hukuku konusundaki sorunlar, uzman İzmir kira avukatının yardımıyla hem ev sahipleri hem de kiracılar için çözülebilir. Bu yazıda, hem İzmir hem Türkiye genelinde kira ve tahliye davalarıyla ilgili merak edilen tüm konuları ayrıntılı olarak ele alacağız.
Kira ve Tahliye Davası Nedir?
Kira davası, genel olarak kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla açılan davaları ifade eder. Örneğin, kira bedelinin belirlenmesi ya da artırılmasına yönelik davalar bu kategoriye girer. Öte yandan tahliye davası, kiracının sözleşmede veya kanunda belirtilen haklı sebeplerle kiralananı boşaltmasını sağlamak için açılır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 352. maddesine göre tahliye, kiracının kira borcunu ödememesi, sözleşmeye aykırı davranışları veya kiralananın ev sahibinin ihtiyacı gibi çeşitli nedenlerle talep edilebilir. Tahliye davalarında, kira avukatı sürecin hukuka uygun işlemesini sağlayarak müvekkilinin haklarını korur.
Kiracı Tahliyesi Hangi Durumlarda Mümkündür?
Kiracı tahliyesi ancak kanunda açıkça sayılan hallerde mümkündür. Başlıca tahliye sebepleri şunlardır:
1. İki Haklı İhtar Nedeniyle Tahliye
Kiracının kira bedelini zamanında ödememesi hâlinde, ev sahibi iki haklı ihtar hakkını kullanabilir. Türk Borçlar Kanunu m. 352/2 uyarınca bir kira yılı içinde iki farklı ay için kira borcunun haklı nedenle ödenmemesi durumunda, ev sahibi kiracıya yazılı ihtarlar göndererek tahliye davası açabilir. Uygulamada, İcra ve İflas Kanunu’nun 269. maddesine göre kiracıya iki kez ihtar çekildikten sonra dava yoluna gidilebilir veya doğrudan icra takibi başlatılabilir.
İki ihtarın geçerli sayılabilmesi için her iki ihtarın noter aracılığıyla yazılı şekilde yapılması, farklı aylara ait olması ve kira yılının bitiminden itibaren bir ay içinde dava açılması gerekmektedir. Bu şartlar sağlanırsa mahkeme, kiracıyı tahliye kararıyla konuttan çıkarabilir.
2. Tahliye Taahhütnamesi ile Tahliye
Tahliye taahhütnamesi, kiracının belirli bir tarihte konutu boşaltacağını yazılı olarak kabul ettiği belgedir. Bu belge kiracı tarafından imzalanmalı ve tahliye tarihi net olarak belirtilmelidir. Tahliye taahhütnamesi, kiracı tarafından kira sözleşmesinin sona erdirilmesi koşulu olmaksızın verilebilir. Örneğin, kiracı yeni bir konut bulması karşılığında noterden tahliye taahhütnamesi verirse, taahhüt tarihini izleyen dönemde tahliye işlemi hızla gerçekleştirilebilir.
TBK m. 352 uyarınca taahhütnamenin geçerli olması için yazılı şekilde düzenlenmesi, kiracı tarafından imzalanması ve tarihinin net olması zorunludur. Kiracı taahhüt edilen tarihte evi boşaltmadığı takdirde, ev sahibi bu belgeye dayanarak icra takibine başvurabilir ve tahliye kararı için dava açabilir. Bu yöntem, kiracıdan ayrı ayrı ihtar yapmaya gerek kalmadan hızlı tahliye imkânı sağlar.
3. İhtiyaç Nedeniyle Tahliye
Ev sahibinin veya aile bireylerinin konut ihtiyacı, tahliye davalarının önemli bir sebebidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 350. ve 351. maddeleri gereği, kiraya veren (veya mirasçıları) kiralananı kendisi, eşi, çocukları veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler için kullanmak isterse tahliye davası açabilir.
Bu dava süresiz veya belirli süreli kira sözleşmesinin sonunda açılabilir; belirli süreli sözleşmede fesih süresine uyulması gerekir. Örneğin, kiracı belirli süreli bir sözleşme ile kirada kalıyorsa, ev sahibi sözleşme bitişinden en az üç ay önce ihtiyaç bildiriminde bulunarak dava açabilir. İhtiyata dayalı tahliyede mahkeme, ev sahibinin gerçek ve samimi ihtiyaç gerekçesini denetler. Yani ev sahibi, kiralananı kullanma ihtiyacının zorunlu ve sahte olmadığını kanıtlamalıdır. Bu noktalarda avukat yardımıyla doğru delillerin sunulması önem taşır.
4. Yeniden İnşa ve İmar Nedeniyle Tahliye
TBK m. 350/2’ye göre, kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarım, genişletme veya değişiklik yapılması gerekiyorsa ve bu esnada kiralananın kullanımı imkânsızsa, ev sahibi kira sözleşmesini sona erdirerek tahliye davası açabilir. Örneğin, bina depreme karşı güçlendirilecek veya imar planı gereği yeniden yapılacak ise, bu türlü tadilatlar sırasında konut oturmaya elverişli olmayacağı için tahliye talep edilebilir.
Böyle bir davada tahliye kararı için; yapılacak tadilatın imar amaçlı ve esaslı nitelikte olması, tadilat sırasında ikamet edilmesinin teknik olarak mümkün olmaması ve tadilat projesinin ruhsatlı olması gibi koşullar aranır. Basit boya badana veya küçük onarımlar bu kapsamda değerlendirilmez. Yine hazırlanan proje ve bilirkişi incelemesi sonucu, tadilatın esaslı olduğu saptanırsa mahkeme tahliye kararı verebilir.
Kira Bedelinin Ödenmemesi ve İcra Takibi
Kiracının kira bedelini ödememesi, tahliye yollarından en sık karşılaşılan durumdur. Kira ödemeleri geciktiğinde ev sahibi öncelikle kiracıya yazılı bir ihtarname gönderir (genellikle 30 günlük ödeme süresi tanır). Ödeme yapılmazsa, ev sahibi iki haklı ihtar göndererek tahliye sürecini başlatabileceği gibi doğrudan icra takibi de başlatabilir. İcra takibi başlatıldığında, icra dairesi öncelikle “ilamsız tahliye ve kira alacağı takibi” işlemini yapar.
Borçlu kiracıya 7 gün içinde itiraz etme, 30 gün içinde ödeme yapma imkânı verilir. Bu süre sonunda ödeme yapılmaz veya itiraz kaldırılmazsa icra müdürlüğü tahliye kararı düzenler ve ev sahibi, tapu kütüğünde haciz işlemi ile tahliye edebilir. Kira avukatı bu aşamada ihtarnamelerin hazırlanması, takip dosyasının açılması ve söz konusu icra takibinin yürütülmesi gibi işlemleri üstlenerek hak kaybı yaşanmamasını sağlar. Böylece ev sahibi yasal çerçevede alacağını tahsil eder ve tahliye için gerekli adımları atar.
Arabuluculuk Süreci ve Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
Son dönemde kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk bir dava şartı haline gelmiştir. 5 Nisan 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan değişiklikle (7445 sayılı Kanun), kira ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir. 1 Eylül 2023’ten itibaren açılacak kira tahliye veya tespit davalarından önce, taraflar mahkemeye gitmeden arabulucuya başvurarak uzlaşmaya çalışmalıdır. Kanuna eklenen hükme göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklar (ilamsız icra yoluyla tahliyeler hariç) için öncelikle arabulucuya gidilmesi dava şartıdır.
Arabuluculuk sürecinde taraflar, deneyimli bir arabulucunun gözetiminde anlaşma arar. Bu yöntem, sürecin daha hızlı işlemesini ve her iki tarafın da maddi-manevi tasarruf etmesini sağlar. Örneğin, kira bedelinin ödenmemesi gibi durumlarda taraflar arabuluculukta ödeme planı veya ihtilafın çözümünde uzlaşabilir. Arabuluculuk çözülmezse ve gerekli şartlar varsa dava açılır. Öte yandan, kanun gereği ilamsız icra takibi (icra müdürlüğü üzerinden tahliye) dava şartı kapsamında sayılmamıştır. Başka bir deyişle, icra dairesi yoluyla yapılan tahliye işlemleri arabuluculuğa tabi değildir.
Tahliye Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tahliye davalarında yetkili mahkeme, kiralananın bulunduğu yer mahkemesidir. Genellikle Sulh Hukuk Mahkemesi bu davalarda görev yapar. (Belirli kira tespit veya uyarlama davalarında da Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir.) Öte yandan, kiracının mirası devralan durumları, taşınmaza ilişkin özel uyuşmazlıklar veya ilamsız icra işlemleri farklı mahkemelerin yetki ve görev alanına girebilir. Ancak tipik kira ve tahliye davaları, taşınmazın bulunduğu yerdeki adliye bünyesinde yer alan Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülür.
Kira Tespit Davası
Kira tespit davası, kira bedelinin taraflarca belirlenememesi durumunda açılan bir davadır. Örneğin, sözleşmede kira bedeli yazılı olmadığı veya bedel çok düşük belirlendiği hallerde, mahkemeden piyasa koşullarına uygun yeni bir kira bedeli tespit etmesi istenebilir. Ayrıca kira artış oranları konusunda anlaşmazlık varsa, kiraya veren tarafından kira tespit davası açılabilir. Bu davada mahkeme, emsal kira bedellerini ve ekonomik göstergeleri değerlendirerek tarafların hakkaniyetine uygun bir kira bedeli belirler. Kira avukatı bu süreçte doğru delillerin toplanması ve hukuki argümanların sunulmasında müvekkiline destek olur.
Kira Uyarlama Davası
Ekonomik dalgalanmalar veya beklenmeyen olaylar nedeniyle kira bedelinin hakkaniyete aykırı hale gelmesi durumunda kira uyarlama davası açılabilir. Türk Borçlar Kanunu m. 138 (aşırı ifa güçlüğü) hükmü gereği, taraflar olağanüstü ekonomik şartlar altında kira bedelinin yeniden düzenlenmesini talep edebilirler. Örneğin, ani enflasyon yükselişi veya ekonomik kriz sonucu kira bedeli aşırı artmışsa, kiracı veya kiraya veren kira bedelini yeniden belirlemeyi isteyebilir. Bu davalarda genellikle emlak bilirkişisi raporları, ekonomik endeksler ve geçmiş kira seviyeleri incelenir. Kira avukatı, dava öncesi müvekkiline bilgi verip hazırlık yapar, dava sürecini yönetir ve uygun delillerle uyarlama talebini destekler. Sonuçta mahkeme, hakkaniyete uygun gördüğü ölçüde kira bedelini artırabilir veya azaltabilir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
- Kiracı kira ödemesini geciktirirse ne olur?
Ev sahibi, ilk olarak kiracıya ödeme yapması için 30 günlük süre veren yazılı bir ihtarname gönderebilir. Bu süre içinde ödeme yapılmazsa, ikinci aşama olarak iki haklı ihtar yapılabilir veya direkt icra takibi başlatılabilir. İcra takibinde 7 gün itiraz, 30 gün ödeme süresi tanınır; süre sonunda ödeme gelmezse tahliye için mahkemeye başvurulur veya icra müdürlüğü tahliye emri düzenler. - Kiracı evden çıkmıyor, ne yapılmalı?
Kiracı mahkeme kararına rağmen evi tahliye etmezse, tahliye kararı icra müdürlüğü aracılığıyla icra edilir. Mahkeme kararı kesinleşince ev sahibi icra dairesine başvurarak taşınmazın tahliyesini ve teslimini talep eder. Ardından icra müdürü, icra memuru eşliğinde kiracı evi boşaltır. Bu süreç, kararın kesinleşme tarihinden itibaren genelde birkaç hafta içinde sonuçlanır. Tahliye sürecinin tamamı (ihtar, dava, karar ve icra) ağır iş yüküne bağlı olarak ortalama 6 ay ile 1 yıl arasında sürmektedir. - Tahliye davası ne kadar sürer?
Kira ve tahliye davalarının süresi davanın niteliğine, mahkemenin iş yüküne ve süreçte yaşanacak itirazlara bağlı olarak değişir. Genelde ilamsız icra süreci başlamadan önce mahkemeye konu olduğunda, süreç yaklaşık 6 ay ile 1 yıl arasında tamamlanabilmektedir. Örneğin, kira ödememe durumunda önce ihtar ve icra işlemleri, ardından dava süreci yaşanır. Yaşanan gecikmeler, itiraz veya ek bilirkişi incelemeleri süreyi uzatabilir. - Kira sözleşmesi olmadan dava açılabilir mi?
Evet. Yazılı sözleşme olmaması, kira ilişkisinin geçersiz olduğu anlamına gelmez. Sözlü kira da geçerlidir, ancak sözleşme olmadan tarafların şartlarını kanıtlamak zorlaşır. Bu nedenle mümkünse tüm kira ilişkileri yazılı sözleşmeye bağlanmalıdır. Yazılı kira sözleşmesi, ileride çıkacak ihtilaflarda tarafların haklarını ispat açısından büyük kolaylık sağlar.
Kiracı ve Ev Sahibinin Hakları
Kira hukukunda kiracı ve ev sahibi birbirinin haklarını korumak zorundadır. Kiracı, kiralananı sözleşme ve kanun koşullarına uygun şekilde kullanma hakkına sahiptir. Kiracı, kiralananın tamir, bakımı ve barınma hakkı dahil mülkün mülkiyet hakkına riayet edilmesini bekleyebilir. Örneğin, konutun iskan ruhsatı olması ve yaşanabilir durumda teslim edilmesi kiracının hakkıdır. Öte yandan, ev sahibi kiraya verdiği taşınmazı kiracı tarafından hasarsız ve sözleşme şartlarına uygun kullanılmasını talep edebilir. Kiraya veren, kira bedelinin zamanında ödenmesini ve sözleşmede belirlenen teminatların alınmasını bekleme hakkına sahiptir.
Kiracıların özel olarak korunmuş bazı hakları da vardır. Kanun, haksız tahliyeye (sözleşme veya yasal bir sebep olmadan zorla çıkarılmaya) karşı kiracıyı korur. Örneğin, ev sahibi haksız tahliye tehdidinde bulunamaz ve kiracı tahliye davasında bu durumu savunma konusu yapabilir. Ayrıca kiracıya yapılan kira artışı, yıllık artış sınırlarının üzerinde olamaz; bu sınırı aşan zamlar geçersiz sayılır. Kiralananın kusurlu teslim edilmesi hâlinde kiracı, duruma göre kira bedelinde indirim veya tazminat talep edebilir. Kiracı ve ev sahibi haklarına ilişkin uyuşmazlıklarda uzman bir avukatın rehberliği, hak kayıplarını önler ve çözüme daha hızlı ulaşılmasını sağlar.
Avukatın Rolü ve Profesyonel Hukuki Yardımın Önemi
Kira ve tahliye davalarında uzman bir avukatın rolü çok kritiktir. Tecrübeli bir İzmir kira avukatı, sürecin başından sonuna dek doğru adımların atılmasını sağlar. Örneğin, kira sözleşmelerinin hazırlanması ve incelenmesi işlemleri avukat kontrolünde yapılırsa gelecekte doğabilecek anlaşmazlıklar önlenebilir. Kira bedeli belirleme, tespit veya uyarlama davalarında kiracı veya ev sahibi haklarını güçlü savunur. Tahliye davalarında ise; hukuka uygun ihtarname gönderilmesi, dava dosyalarının eksiksiz hazırlanması, yasal sürelerin tutulması ve mahkeme sürecinin takibi avukat tarafından yürütülür. Böylece ev sahipleri ve kiracılar, usul hatalarından kaynaklanacak mağduriyetlerden korunur.
Ayrıca, arabuluculuk gibi alternatif çözüm yollarında da avukat desteği önemlidir. Uzman avukat, arabuluculuk görüşmelerine katılarak hakların korunmasını ve adil bir uzlaşma sağlanmasını mümkün kılar. Genel olarak, profesyonel hukuki yardım, kira ilişkilerinde her aşamada doğru strateji belirlenmesi ve müvekkilin menfaatlerinin gözetilmesi açısından vazgeçilmezdir. Deneyimli bir avukatla çalışmak, kiracı ve ev sahibi arasındaki uyuşmazlıkların en hızlı ve en etkili şekilde çözülmesine yardımcı olur.
İzmir Kira Hukuku ve Önemi
Kira hukuku, taşınmazların kiralanması sürecinde kiracı ve kiraya veren arasındaki hak ve yükümlülükleri düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, kira sözleşmelerinin hazırlanması, uygulanması ve sona erdirilmesi gibi süreçleri kapsar. Ayrıca, kira bedelinin belirlenmesi, artırımı, tahliye süreçleri ve kira ilişkilerinden doğan diğer uyuşmazlıkların çözümünü de içerir.
İzmir Kira Avukatının Rolü ve Görevleri
İzmir Kira avukatları, kira hukuku alanında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve hem kiracılar hem de kiraya verenler için çeşitli hizmetler sunarlar. Bu hizmetler şunları içerir:
1. Kira Sözleşmelerinin Hazırlanması ve İncelenmesi
Kira sözleşmeleri, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyen kritik belgelerdir. Kira avukatı, müvekkilinin çıkarlarını en iyi şekilde koruyacak sözleşmeleri hazırlar veya mevcut sözleşmeleri inceleyerek olası riskleri tespit eder. Bu, gelecekte ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilmesine yardımcı olur.
2. Kira Bedelinin Tespiti ve Uyarlanması
Kira bedellerinin belirlenmesi ve artırılması konusunda sıkça anlaşmazlıklar yaşanır. Kira avukatı, yasal sınırlar içerisinde kira artış oranlarını hesaplar, gerektiğinde kira tespit davası açar ve ekonomik koşullara göre kira bedelinin uyarlanması için hukuki destek sağlar.
3. Tahliye Davalarında Temsil
Kiracının tahliyesi için gerekli hukuki süreçlerin yürütülmesi ve temsil edilmesi, kira avukatının önemli görevlerindendir. Tahliye davaları, genellikle kira bedelinin ödenmemesi, sözleşme süresinin sona ermesi veya kiralananın amacı dışında kullanılması gibi nedenlerle açılır. Kira avukatı, bu davaların yasal prosedürlere uygun olarak yürütülmesini ve müvekkilinin haklarının korunmasını sağlar.
4. Kira Alacaklarının Tahsili
Ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için yasal işlemlerin başlatılması ve takibi, kira avukatının görevleri arasındadır. Bu süreçte, icra takipleri ve gerekli hukuki işlemler profesyonelce yürütülür.
5. Uyuşmazlıkların Çözümü
Kiracı ve kiraya veren arasındaki diğer uyuşmazlıkların hukuki yollarla çözülmesi, kira avukatının uzmanlık alanına girer. Bu süreçte, arabuluculuk ve uzlaşma gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri de kullanılabilir.
Kira Sözleşmelerinin Önemi
Kira sözleşmeleri, kiracı ve kiraya veren arasındaki ilişkinin temelini oluşturur. Bu sözleşmelerin hukuki geçerliliği ve tarafların haklarını koruyacak şekilde düzenlenmesi büyük önem taşır. Kira avukatları, sözleşmelerin yasal mevzuata uygun olarak hazırlanmasını ve tarafların menfaatlerini koruyacak hükümler içermesini sağlar.
Tahliye Davaları ve Süreçleri
Tahliye davaları, kiracının belirli sebeplerle kiralanan taşınmazdan çıkarılması amacıyla açılan davalardır. Bu davalar, genellikle kira bedelinin ödenmemesi, sözleşme süresinin sona ermesi veya kiralananın amacı dışında kullanılması gibi nedenlerle açılır. Kira avukatları, tahliye davalarının yasal prosedürlere uygun olarak yürütülmesini ve müvekkillerinin haklarının korunmasını sağlar.
Kira Bedelinin Tespiti ve Artırımı
Kira bedelinin belirlenmesi ve artırılması, kira hukukunun önemli konularındandır. Taraflar arasında kira bedelinin tespiti konusunda anlaşmazlık yaşanması durumunda, kira tespit davaları açılabilir. Kira avukatları, bu süreçte müvekkillerine piyasa koşulları ve yasal düzenlemeler çerçevesinde danışmanlık yapar ve gerekli hukuki işlemleri yürütür.
Kiracı ve Kiraya Veren Hakları
Kira hukukunda, hem kiracının hem de kiraya verenin belirli hak ve yükümlülükleri vardır. Kiracılar, kiralananı sözleşme koşullarına uygun olarak kullanma hakkına sahipken, kiraya verenler de kira bedelinin zamanında ödenmesini ve taşınmazın sözleşmeye uygun kullanılmasını bekler. Kira avukatları, tarafların haklarının korunması ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesi konusunda rehberlik eder.
🧾 Kira Hukukunda Sıkça Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yolları
🔸 Kira Bedelinin Ödenmemesi
Kiracının, kira bedelini zamanında ödememesi hem kiraya veren açısından maddi zarara sebep olur hem de sözleşmesel bir ihlal niteliğindedir. Bu durumda;
- Kiraya veren, İcra ve İflas Kanunu m. 269 kapsamında iki haklı ihtar göndererek veya doğrudan icra takibi başlatarak tahliye sürecini başlatabilir.
- Kira avukatı bu süreçte ihtarnamelerin hazırlanması, takip dosyasının açılması ve tahliye davasının yürütülmesi gibi işlemleri üstlenir.
🔸 Kiralananın Tahliyesi
En sık karşılaşılan davalardan biri olan tahliye davaları, Türk Borçlar Kanunu’nun 352. maddesinde düzenlenmiştir. Tahliye sebepleri arasında;
- Kira borcunun ödenmemesi,
- Kiracının sözleşmeye aykırı davranışları,
- Kiraya verenin kiralananı konut ihtiyacı nedeniyle boşaltmak istemesi yer alır.
Bu süreçte kira avukatı, tahliye gerekçesini tespit eder, uygun dava türünü belirler ve süreci yargı önünde takip eder.
🔸 Kira Bedelinin Uyarlanması Davaları
Ekonomik dalgalanmalar, kira bedelinin hakkaniyete aykırı hale gelmesine neden olabilir. Bu durumda:
- Kiracılar veya kiraya verenler, TBK m.138 gereği “aşırı ifa güçlüğü” gerekçesiyle kira bedelinin uyarlanmasını talep edebilir.
- Bu davalarda emlak bilirkişisi ve ekonomik göstergeler önemli rol oynar.
Kira avukatı, dava açılmadan önce müvekkilini bilgilendirir, dava sürecini hazırlar ve delil tespiti konusunda destek sağlar.
🔸 Kira Sözleşmesinin Sona Erdirilmesi
Kira ilişkisi; sürenin bitmesi, tarafların karşılıklı anlaşması, tahliye kararı veya fesih bildirimiyle sona erebilir. Özellikle belirli süreli sözleşmelerde:
- Taraflardan biri sözleşmeyi yenilemek istemiyorsa yenileme döneminden en az 15 gün önce yazılı bildirimde bulunmak zorundadır (TBK m. 347).
- Bu konuda yapılacak usulsüzlükler, kira sözleşmesinin otomatik uzaması sonucunu doğurur.
⚖️ İcra Takibi ile Kira Alacağının Tahsili
Kiraya verenler, ödenmeyen kira bedelleri için icra takibi başlatabilir. Bu süreçte;
- Öncelikle ilamsız tahliye ve kira alacağı takibi başlatılır.
- Borçlu kiracıya 7 gün içinde itiraz etme ve 30 gün içinde ödeme yapma imkanı tanınır.
- Sürelerin sonunda ödeme yapılmaz veya itiraz kaldırılmazsa tahliye talep edilebilir.
Kira avukatı bu süreçte:
- İcra takibinin başlatılması,
- Ödeme emrinin düzenlenmesi,
- İtirazın kaldırılması davası açılması gibi tüm adımlarda hukuki destek verir.
📌 Kiraya Verenin Konut ve İşyeri İhtiyacı Nedeniyle Tahliye
Türk Borçlar Kanunu m. 350-351 gereğince;
- Kiraya veren, kiralananı kendisi, eşi, çocukları veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler için kullanmak istiyorsa tahliye talep edebilir.
- Dava, sözleşme süresinin sonunda açılabilir.
Kiraya verenin gerçek ve samimi ihtiyacının mahkemede ispatlanması gerekir. Bu da ancak uzman bir kira avukatının yönlendirmesiyle mümkündür.
🔍 Kiracının Hakları ve Kira Avukatının Kiracı Tarafından Tutulması
Kiracılar da bazı durumlarda hak ihlallerine uğrayabilir:
- Haksız tahliye baskısı,
- Kira artışının yasal sınırların üzerinde belirlenmesi,
- Kiralananın ayıplı teslim edilmesi.
Bu durumda kiracı, TBK m.304 vd. gereğince hak arayabilir. Kiracının kira avukatı tutarak:
- Haksız tahliye taleplerine karşı savunma yapması,
- Ayıplı mal nedeniyle indirim ya da tazminat talebinde bulunması mümkündür.
💡 Sık Sorulan Sorular (SSS)
❓ Kiracı ödemelerini geciktirirse ne yapılmalıdır?
- Kiraya veren, borçlu kiracıya 30 gün içinde ödeme yapmasını içeren ihtarname gönderebilir. Bu ihtarname sonrası ödeme yapılmazsa tahliye davası açılabilir.
❓ Kira sözleşmesi olmadan dava açılabilir mi?
- Evet, sözlü kira ilişkileri de geçerlidir ancak sözleşme olmadan hak ispatı daha zordur. Bu nedenle kira sözleşmesinin yazılı yapılması önerilir.
❓ Kiracının evi tahliye etmemesi durumunda ne kadar sürede sonuç alınır?
- Tahliye süreci mahkemelerin iş yüküne göre değişmekle birlikte ortalama 6 ay ile 1 yıl arasında sürebilmektedir.
👨⚖️ İzmir Kira Avukatı Tutmanın Faydaları
🔹 Hatalı ve eksik işlemler yapılmaz, süreçler profesyonel şekilde yürütülür.
🔹 Dava açmadan önce alternatif çözüm yolları değerlendirilir.
🔹 Dava kazanma şansı önemli ölçüde artar.
🔹 Yasal prosedürler usulüne uygun şekilde gerçekleştirilir.
İzmir’de Kira Hukuku ve Uzman Avukat Desteği
İzmir’de Baykal Hukuk olarak kira hukuku konusunda uzmanlaşmış kadromuzla, kiracının ya da kiraya verenin arasında yaşanabilecek tüm süreçlerde müvekkillere danışmanlık ve dava desteği sunmaktayız. Bu süreçte tarafların hak kaybı yaşamaması adına;
- Mirasçıların kira sözleşmesinin devamı veya sona erdirilmesine ilişkin strateji belirlemesi
- Fesih bildirimlerinin usulüne uygun hazırlanması
- Tahliye sürecinin yasalara uygun şekilde yürütülmesi
- Kiracı haklarının korunması adına dava ve icra takibi işlemlerinin gerçekleştirilmesi
gibi tüm hukuki süreçlerde profesyonel destek sağlanmaktadır.

Neden Avukat Yasin Baykal ile Çalışmalısınız?
- Uzmanlık ve Deneyim: Kira hukuku alanında derin bilgi ve tecrübeye sahip olması.
- Bireysel Yaklaşım: Her müvekkilin durumunu özel olarak değerlendirip, en uygun çözümleri sunması.
- Güncel Bilgi: Hukuki mevzuattaki değişiklikleri yakından takip ederek, müvekkillerini en doğru şekilde bilgilendirmesi.
İzmir’de kira hukuku alanında güvenilir ve profesyonel bir destek arıyorsanız, Avukat Yasin Baykal ile iletişime geçebilirsiniz.
İletişim Bilgileri:
- Adres: İsmet Kaptan Mah. Gazi Bulvarı No:116 K:3 D:305 Çankaya 35210 Konak/İzmir
- Telefon: 0506 128 95 95
- E-posta: av.yasinbaykal@gmail.com